Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

2012 Yılının En İyi İdarecisi Kaymakam Şahin

MÜFİT ONBAŞI tarafından
12 Ocak, 2013 16:32 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:07
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Kaymakam Şahin, Türk İdareciler Derneği Tarafından, 2012 Yılının En İyi İdarecisi Seçildi.

Geleneksel Türk İdareciler Derneği 2012 Yılının En İyi İdarecisi, Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin seçildi. Törenin ardından ilçe protokolü ile bir araya gelen Şahin, ödülü tüm ilçe adına aldığını söyleyerek, ilçe halkına teşekkür etti.

Türk İdareciler Derneği'nin (TİD) JW Marriott Oteli'nde düzenlediği ’10 Ocak İdareciler Günü’ programına İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, TİD Genel Başkanı Saffet Arıkan Bedük, Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, ilçe protokolü ve davetliler katıldı.

Uygulanan yerel sosyal politikalar ve yeni projeler ile görev yaptığı yöreye çok güçlü bir katma değer sağlaması, sosyal devletin işlevselliğini ortaya çıkartan proje uygulamaları ve vatandaş - devlet diyalogunu pekiştirici tutum ve davranışlarından dolayı, Türk İdarecileri Derneği tarafından Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, 2012 yılı Vali Celalettin Tüfekçi Meslek Ödülü dalında yılın idarecisi ödülüne layık görüldü.

Ödül töreninde Şehit Kaymakam Ersin Ateş ödülünü Şırnak Beytüşşebap Kaymakamı İhsan Selim Baydaş, Merhum Vali Hüseyin Öğütçen Başarı Ödülünü Van Çaldıran Kaymakamı İbrahim Dündar, Vali Galip Demirel Sosyal Hizmet Ödülünü İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri Mehmet Cengiz Yücedal, Türk İdareciler Derneği Özel Ödülü’nü İzmir Kınık Kaymakamı İlyas Gün aldı. Merhum Vali Orhan Alaaddin Erbuğ Meslekte Olay ve İzleri adlı anı yarışması Çorum Dodurga Kaymakamı Bülent Güven’in eşi Kübra Güven ile Afyonkarahisar Şuhut Kaymakamı Eyüp Çalışır’ın eşi Emine Çalışır aldılar.

Kaymakam Şahin ödülünü eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün elinden alırken, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve ilçe protokolü ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Ödül töreninin ardından ilçe protokolü ile Mado Pastanesinde bir araya gelen Kaymakam Şahin, kendisini başarıya götüren daire amirleriyle ile tek tek tokalaşarak teşekkür etti. Burada bir teşekkür konuşması yapan Kaymakam Şahin, her yıl geleneksel olarak 4 ayrı dalda yılın idarecilerini belirleyen Türk İdareciler Derneği'nin Vali Celalettin Tüfekçi Meslek Ödülü dalında yılın en iyi mülki amiri seçildiğini, bundan dolayı gurur duyduğunu söyledi.

İlçede yürütülen projelerden seracılık başta olmak üzere birçok çalışmanın kendisini ödüle götürdüğünü hatırlatan Şahin, şunları söyledi: “Bu yıl bizi ödüle layık gördüler. Çubuk’taki enerji, Çubuk’taki bir ekip olaraktan biz bu ödüle layık görüldük. Yeni projeler yapmak için Çubuk’ta iyi bir ekip var, uygun bir saha var. Sizler bu bileşenleri güzel bir şekilde organize etmişseniz, işte sonuç bu şekilde olabiliyor. Birim amirlerimizle, siyasilerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte çok güzel bir şekilde organize olabiliyoruz. Ben bundan son derece memnunum. Çalıştığım yerlerin arasında Çubuk’u ayrı bir yere koyabileceğim, benim için istisna bir yerdir. Gerçekten böyle bir ekibi bulmak her zaman için çok zordur’’dedi.

Kaymakam Şahin’e çiçek vererek ilçesi adına teşekkür eden Başkan Özden ise, ilçede güçlü bir birliktelik olduğunu kaydetti. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının bir ahenk ile çalıştığına dikkat çeken Başkan Özden, bunun meyvesinin de bu şekilde alındığını ifade etti.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.