Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Ankara’nın Kaç İlçesi Var?

MÜFİT ONBAŞI tarafından
25 Haziran, 2011 11:16 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:08
Okuma Süresi: 6dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ankara’nın Kaç İlçesi Var?

Ankara’nın İlçeleri ve Bilgileri Hakkında Ankara’nın ilçeleri;1-Akyurt 2-Altındağ 3- Ayaş 4-Bala 5-Beypazarı 6-Çamlıdere 7-Çankaya 8-Çubuk 9-Elmadağ 10-Etimesgut 11-Evren 12-Gölbaşı 13-Güdül 14-Haymana 15- Kalecik 16-Kazan 17- Keçiören 18-Kızılcahamam 19-Mamak 20- Nallıhan 21- Polatlı 22-Pursaklar 23- Sincan 24- Şereflikoçhisar 25-Yenimahalle’dir. Ankara Büyükşehir İlçeler: Akyurt · Altındağ · Ayaş · Bala · Çankaya · Çubuk · Elmadağ · Etimesgut · Gölbaşı · Kalecik · Kazan · Keçiören · Mamak · Sincan · Yenimahalle Müstakil İlçeler: Beypazarı · Çamlıdere · Evren · Güdül · Haymana · Kızılcahamam · Nallıhan · Polatlı ·  Pursaklar  · Şereflikoçhisar Akyurt  İlçe merkezi Çankırı, Kastamonu ve Sinop’u Ankaraya bağlayan Devlet karayolu üzerinde olup, Başkente uzaklığı 32km dir. İlçeye bağlı Balıkhisar Köyüne 1 km uzaklıkta, M.Ö. 3000 yılı ortalarından itibaren yerleşime sahne olmuş, Eski Tunç Çağına ve sonrasına ait büyük bir höyük bulunmuştur. Akyurt; İç Anadolu Bölgesi Ankara sınırları içerisinde geniş ve düzgün bir arazi üzerinde kurulu bir ilçedir. İlçenin kuzeyinde Çubuk İlçesi, doğusunda Kalecik batısında Pursaklar Güneybatısında Elmadağ ilçeleri bulunmaktadır. İlk yerleşimi Paleolitik Döneme (Yontma Taş Çağı) uzanan Ankara ve güzel ilçesi Akyurt’un iyi bilinen en eski tarihi Eki Tunç Çağı’na (M.Ö.III. Bin) kadar iner. Gerek balıkhisar köyü Höyüktepe mevkiinde bulunan höyükte, gerekse Elecik köyü sınırları içinde yer alan Kızıleşik Mevkiinde tümülüs üzerinde dolgu toprakta ele geçen çanak çömlek parçalarının tarihlendirilmesi Akyurt sınırları içinde yerleşimin M.Ö. III. bin yılından beri var olduğunu göstermektedir. Akyurt’ta bulunan mermer bir yılan heykeli, Roma dönemine ait olup, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin ‘Çağlar Boyu Ankara’ bölümünde sergilenmektedir. Altındağ  Ankara’ya 1 km. uzaklıkta, Selçuklular , Osmanlılar ve daha eski medeniyetleri kapsayan ilçede; Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı, Julianus Sütunu, Roma Hamamı, Cumhuriyet Anıtı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi, Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Cumhuriyet Müzesi bulunmaktadır. Ayrıca Karacabey, Ahi Şerafettin, Hacı Bayram Veli Efendi, Karyağdı, Gülbaba ve İzzettin Baba Türbeleri ile Hacı Bayram, Aslanhane, Ahi Elvan, Alaaddin, Zincirli ve Kurşunlu camileri de ilçe sınırları içerisindedir. Ayaş Kent merkezine 58 km. uzaklıktaki Ayaş İlçesi kaplıcaları ile ünlüdür. Karakaya Kaplıcası ile 23 km. batısındaki Ayaş içmelerinin mineralli ve radyoaktifli suların sağlık açısından önemli bir zenginlik kaynağıdır. Karadere Bağlan, Ova Bağları, Arıklar Bağları, Kirazdibi Bağları ilçenin diğer tabiat varlıklarıdır. Bala Ankara nın güneyinde yer alan Bala ilçesi sınırlarındaki, ilçeye 35 km uzaklıktaki Beynam Ormanları Balâ ilçesinin olduğu kadar Ankara nın da önemli mesire yerlerindendir. Burası genellikle çam ormanlarıyla kaplıdır. Beypazarı Ankara’ ya 99 km. mesafede olan Beypazarı ilçesinin tarihi Hitit ve Friglere kadar uzanmaktadır. Beypazarı nın bir piskoposluk merkezi olduğu, adının önceleri Lagania, Anastasıopolıs olarak değiştirildiği tarihi eser ve haritalardan anlaşılmaktadır. Beypazarı, tarihi evleri, gümüş işçiliği ve havucu ile ünlü şirin bir ilçedir. Boğazkesen Kümbeti, Suluhan, Eski Hamam, Sultan Alaaddin Cami, Akşemseddin Cami, Kurşunlu Cami, Rüstem Paşa Hamamı, Gazi Gündüzalp Türbesi (Hırkatepe), Kara Davut Türbesi (Kuyumcutekke), Karaca Ahmet Türbesi, ilçe sınırları içerisinde olup görülmeye değer tarihi mekanlardır. İlçeye 10 km. uzaklıkta bulunan Tekke Yaylası, 44 km uzaklıktaki Karaşar beldesinde bulunan Eğriova Yaylası ve Gölü, Dereli köyü civarında peri bacalarını andıran yapılar ilçenin ilgi çekici yerleridir. Çamlıdere Ankara nın kuzeybatısında yer alan Çamlıdere ilçesinin şehir merkezinden uzaklığı 108 km. dir. İlçede Selçuklu dönemine ait Peçenek Beldesinde bir Camii bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Bizans Dönemine ait mezar ve yerleşim yerleri kalıntılarına da rastlanılmaktadır. Çankaya Çankaya İlçesi, şehir merkezine 9 km. uzaklıktadır. Ankara nın önemli ilçelerinden olan Çankaya İlçesi, ili merkezine yakın pek çok semti içine alır. Atatürk Orman Çiftliği, Eymir Gölü, Elmadağ Kayak Tesisleri, Ahlatlıbel Spor ve Eğlence Merkezi ilçe sınırlarındadır. Anıtkabir, Atatürk Müzesi, Atatürk Anıtı (Zafer Anıtı-Sıhhiye), MTA Genel Müdürlüğü Tabiat Tarihi Müzesi, Güvenlik Anıtı, Etnografya Atatürk Anıtı, Doğa Tarihi Müzesi, ODTÜ Arkeoloji Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Sergi Salonu, Anıt Park, Botanik Bahçesi, Abdi İpekçi Parkı, Güven Park, Kurtuluş Parkı, Kuğulu Park, Milli Egemenlik Parkı, Ahmet Arif Parkı, 100. Yıl Kapalı Yüzme Havuzu, Belediye Buz Paten Sahası gibi spor alanları, Oyuncak Müzesi (Cebeci-Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi), Hitit Anıtı, Atakule, TBMM ilçenin başlıca turistik yerlerindendir. Çubuk Çubuk, Ankara şehir merkezine 39 km uzaklıktadır. Aktepe de bulunan bir kale harabesi ve Karadana Köyünde Oyulu Kaya Mezarı Hitit kalıntılarıdır. Çubuk II. Barajı drenaj alanında bulunan ormanlık ile Karagöl mevkiinde bulunan ormanlık alanlar önemli mesire yerleridir. Elmadağ Kent merkezine 41 km. uzaklığındadır. Kökü Selçuklulara kadar uzanan halıcılık, el dokuması, kilim, heybe ve çantalar kültür zenginliklerini günümüze kadar getirmiştir. Etimesgut Etimesgut ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 20 km. dir. Gazi Tren istasyonu ve Atatürk ün İstanbul a gidiş gelişlerinde uğurlandığı Etimesgut Tren İstasyonu tarihi yapı özellikleriyle dikkat çekicidir. Etimesgut a adını veren Ahi Mes ud, Ahi Elvan gibi Türk büyüklerinden, Ahi Elvan Hazretlerinin Türbesi Elvanköy de Elvanköy Cami avlusunda bulunmaktadır. Evren İl merkeziğne 178 km. uzaklığındadır. Çevrede rastlanan höyük ve kilise, kale kalıntıları bu yörenin İslamiyetten çok önceleri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. İlçe sınırları içerisinde Evren-Sarıyahşi yolu üzerinde Evren e 2 km. uzaklıkta bir höyükte bin yıla ait seramik kalıntılarına rastlanmıştır. Çatalpınar Köyünün 2 km güneybatısında bulunan Sığırcık Kalesi Geç Bizans ve Osmanlı Dönemine aittir. Gölbaşı Ankara ya 20 Km. uzaklıktaki Gölbaşı ve çevresi Ankara nın mesire, sayfiye, turizm ve sanayi bölgesi durumundadır. Mogan ve Eymir Gölleri, doğal güzelliği, temiz havası ve balık üretimi ile ilçeye turistik bir değer kazandırmaktadır. İlçe sınırlarında, İncek, Hacılar ve Tulumtaş köyleri arasındaki Karayatak Tepe Mevkiinde yer alan Tulumtaş Mağarasında görülmeye değer dikit, sarkıt ve sütunlar bulunmaktadır. Güdül Ankara’ya 90 km olan Güdül başkentin kuzey batısında yer alan bir ilçesidir. Güdül İlçesi, 4 belediye ve 23 köy olmak üzere toplam 27 yerleşim biriminden oluşmuştur. İlçenin yüzölçümü 419 km2 dir. Denizden yüksekliği 720 metredir. Karasal iklim tipi görülmektedir. İlçede Çağa beldesinde kaplıca çalışmaları, ilçe merkezindeki tarihi evler, İn-Önü mağaraları ve Sorgun göleti ve yaylası ile bir turizm potansiyeli bulunmaktadır. İn-Önü mevkiindeki mağaralar 1988 yılı içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca sit alanı olarak kabul edilmiştir. Yapılan araştırma ve incelemelerde Güdül çevresinde tarih öncesi çağlardan beri yerleşildiği anlaşılmıştır. İlçe yakınından geçen Kirmir Çayı boyunca kayalara oyulmuş mağaraların Etiler’e (M.Ö. 2000) ait olduğu sanılmaktadır. Daha sonra Frigler (M.Ö. 8. yy) bu yörede hakimiyet sürmüşlerdir. İlçe, merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 3 belde ve 23 köyden oluşmaktadır. Haymana Kent merkezine uzaklığı 73 km. olan Haymana kaplıcalarıyla dünyaca ünlüdür. Kaplıcaların tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır. Hititlerden sonra Romalılar devrinde kaplıca tesisleri yeniden onarılmış, ayrıca kaplıcanın 1-1.5 km doğusunda halen harabeleri bulunan bir şehir kurularak, bu bölge bir su tedavi merkezi haline getirilmiştir. Kalecik Kent merkezine 71 km. uzaklıktaki Kalecik ve civarının ilk defa M.Ö. 3500-4000 yıllarında erken Kalkolitik Devirde iskan edilmiş olduğu tahmin edilmektedir. Hasbey, Saray, Tabakhane Camileri, Kazancıbaba, Alişoğlu Türbesi ile Kızılırmak üzerindeki Develioğlu Köprüsü ve Kalecik Kalesi belli başlı tarihi eserleridir. Kazan Kazan ın şehir merkezinden uzaklığı 45 km. dir. İlçenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan kazılar sonucu çıkan birçok tarihi eser, çok değişik medeniyetler zamanında ilçe ve köylerinde yerleşim olduğunu göstermektedir. Keçiören Keçiören ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 3 km. dir. Ankara nın Merkez ilçelerinden biridir. Mustafa Kemal in Kurtuluş Savaşına hazırlandığı ve karargah olarak kullandığı Ankara Eski Tarım Okulu bugün müze olarak Keçiören sınırları içerisindedir. Kızılcahamam İl merkezine 83 km. uzaklıkta bulunan Kızılcahamam Ankara nın en yoğun orman örtüsüne sahip olan yerleşim yeridir. Maden suyu bakımından oldukça zengin olan Kızılcahamam a 16 km uzaklıktaki Şey Hamamı Kaplıcası ülkenin önemli kaplıcaları arasındadır. Mamak Mamak ilçesinin şehir merkezine uzaklıgı 7 km. dir. İlçede kültür hizmetlerini yerine getirmek için şimdiki Belediye Başkanlık Binasının yer aldığı Konservatuar Binası bulunmaktadır. Ayrıca 75. Yıl Cumhuriyet Anfi Tiyatrosu, kültürel faaliyet varlıklarından sayılabilir.Tabiat varlıkları olarak Hatip Çayı, Bayındır Barajı ve önemli 4 mesire yerlerindendir. Nallıhan Nallıhan ın şehir merkezine uzaklığı 161 km. dir.İlçe merkezi 1599 da Vezir Nasuhpaşa nın burada bir han yaptırmasıyla teşekkül etmiş, adını bu Han dan almıştır. Halen çatısı yıkık olan Han ile birlikte cami ve hamam da yapılmıştır. İlçede, Uluhan (Köstebek) Köyünde 17. Yüzyılda inşa edilmiş olan Uluhan Cami de diğer önemli bir eserdir. Polatlı Polatlı ilçesinin şehir merkezine uzaklığı 78 km. dir. Bugünkü Polatlı nın 20 m. kuzeybatısına düşen Yassıhöyük Köyü ve çevresi bölgede gerçek bir tarih başlangıcı sayılabilir. Bu çevrede 86 adet tümülüs ve kral mezarları ve kalıntıları ilçe merkezinde de tümülüs ve şehir kalıntıları bulunmaktadır. Pursaklar Şehir merkezine uzaklığı 10 km. olan Pursaklar, Ankara Çubuk arasında yer alan köylerin en eskilerinden biridir. Pursaklar isminin geçtiği en eski tarihi vesika, 1530 yılında Osmanlı Devleti tarafından hazırlatılan tapu tahrrir defterinde “Busaklar” olarak yer almaktadır. Pursaklar’ın 20. yüzyılın başlarında 30-40 haneli bir köy olduğu Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşına 44 asker gönderdiği bunlardan sadece 4 tanesinin sağ döndüğü yaşayan büyüklerimiz tarafından anlatılmaktadır. 1970 yılı başından itibaren Pursaklar’ın çevre İl ve İlçelerden gelen vatandaşlarla nüfusu hızla artmış, 1987 yılında Belediye teşkilatına kavuşarak Belde sıfatını almıştır. Ankara’nın kuzeyine düşen ve 2008 yılında ilçe olan Pursaklar, gerek yerleşimi gerek görüntü itibariyle Ankara da önemli bir yer edinmiştir. Sincan Şehir merkezine uzaklığı 27 dir. Cumhuriyetin ilk yıllarında 28 hane ve mescitten oluşan bir köy iken Atatürk’ ün önerileri ile yurtdışından gelen Soydaşlarımızın buraya yerleştirilmeleri ile tipik bir göçmen köyü görünümünü almıştır. 1956 yılında bucak merkezi haline getirilmiş, aynı yıl merkezde belediye teşkilatı kurulmuştur. Ankara Sanayi ve Ticaret Odası tarafından kurulmuş olan Organize Sanayi Bölgesi Sincan’ da bulunmaktadır. Sincan, İpek Yoluna yakın oluşundan ötürü tarihi çağlarda önem kazanmış, Asya’da da aynı ismi taşıyan bazı yerleşim alanları bulunmaktadır. Etimolojik olarak bakıldığında da Sincan Şen, Canlı İnsanların Yurdu anlamına gelmektedir. Sincan, İstanbul-Ankara tren yolu ile Ankara-Beypazarı-Ayaş Devlet karayolu üzerinde olması nedeniyle kısa zamanda hızlı bir şekilde gelişmiş, 1956 yılında Yenimahalle İlçesine bağlı Bucak Merkezi haline dönüştürülmüş ve 1983 yılında da ilçe konumuna getirilmiştir. Şereflikoçhisar Şehir merkezine 148 km. uzaklıktadır. İlçede, Türkiye nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü bulunmaktadır. Kuzeyinde bulunan Hirfanlı Baraj Gölünde balıkçılık yapılmaktadır. Tuz Gölü, Kurşunlu Camii, Koçhisar Kalesi ve Parlasan Kalesi, ilçenin tarihi ve turistik zenginliklerini oluşturur. Yenimahalle Yenimahalle nin şehir merkezine uzaklığı 5 km. dir. Kent Merkezinde yeralan Yenimahalle nin tarihini vurgulayan eserler arasında Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından 1222 yılında eski Bağdat Ticaret yolunun geçtiği Ankara Çayı üzerinde yaptırılan Akköprü sayılabilir. Tarihi özelliğini hala korumakta olan Köprü, 4 büyük, 3 küçük olmak üzere 7 kemerden oluşmuştur.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kanser nezle gibi tedavi edilebilecek

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
14 Aralık, 2025 11:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.

Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir

Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.

Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler

Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde  % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*

Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları

Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor.  Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu.  Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.

Kanser karşıtı ürünlerin listesi

Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları: Elma. Vişne. Şeftali. Kültür eriği. Erik. Armut. Lima fasulyesi. Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.* Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer. Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var. Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar! Artık asla kansere yakalanmayacaksınız! Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir Bunu bilmiyor muydunuz? Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.* Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit! Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin. Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir. Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor.  Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz. Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir? Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır. Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır! Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür. Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir. Neden biz bunu bilmiyoruz? Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar. Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder. Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin! Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi… Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.   Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.