Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Beylikdüzü’nde Metrobüs Kazası Oldu

blank
Mert Onbaşı tarafından
10 Mayıs, 2025 12:29 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 24.05.2025 15:45
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Beylikdüzü’nde Feci Metrobüs Kazası: 1 Ölü, 57 Yaralı

İstanbul’un Beylikdüzü ilçesinde sabah saat 07.35 sularında yaşanan metrobüs kazası, şehirde büyük paniğe yol açtı. Haramidere Sanayi Durağı’nda meydana gelen kazada, biri durakta yolcu indiren ve diğeri arkadan gelen iki metrobüsün çarpışması sonucu 1 kişi hayatını kaybetti, 57 kişi yaralandı. Olay, araç içi kameralar ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi.

Olay sabah saatlerinde, iş saatinin başladığı yoğunluk sırasında yaşandı. Edinilen bilgilere göre, Avcılar yönünden gelen bir metrobüs, Haramidere Sanayi Durağı’nda yolcu almak için durdu. Arkasından gelen ve henüz nedeni belirlenemeyen bir şekilde fren yapmayan ikinci metrobüs, tam hızla önündeki araca çarptı. Şiddetli çarpmanın etkisiyle durakta bekleyen bazı yolcular savrulurken, iki araçta bulunan çok sayıda kişi camların kırılmasıyla yaralandı.

Kazaya karışan metrobüslerin araç içi kameraları, olay anını net şekilde kaydetti. Görüntülerde, yolcuların çarpışma anında metrelerce savrulduğu, bazı yolcuların koltuklardan fırladığı ve büyük bir panik yaşandığı görülüyor. Şoförlerin çarpışma öncesi son anda frene bastığı ancak çarpışmayı engelleyemedikleri tespit edildi.

Olayın hemen ardından çevredeki vatandaşlar duruma müdahale etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı sağlık ve itfaiye ekipleri çok kısa sürede olay yerine intikal etti. Yaralanan 57 kişi, ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Yaralılardan bazılarının durumu ciddiyetini korurken, 38 kişi taburcu edildi. Yaşanan kazada hayatını kaybeden kişinin kimliği Ebru Heper olarak belirlendi. Heper'in cenazesi, Adli Tıp Kurumu'ndaki işlemlerin ardından ailesine teslim edilerek memleketi Sivas'a gönderildi.

Beylikdüzü Haramidere Metrobüs Durağı’nda 2 metrobüsün çarpışması sonucu meydana gelen kaza sonrası İstanbul Valisi Davut Gül, yaralı vatandaşları tedavi gördükleri hastanelerde ziyaret ederek olay yerinde incelemelerde bulundu. Beylikdüzü Devlet Hastanesi, Beykent Üniversite Hastanesi, Beylikdüzü Medicana Hastanesi ile Avcılar Murat Kölük Devlet Hastanesi’nde tedavi gören vatandaşlarımızı ziyaret eden Vali Gül, hasta ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini ileterek sağlık durumlarına ilişkin doktorlardan bilgi aldı. Hastane ziyaretlerinin ardından kazanın meydana geldiği olay yerine giden Vali Gül, incelemelerde bulunarak yürütülen çalışmalara ilişkin yetkililerden bilgi aldı. Vali Gül’e ziyaretler ve incelemede, İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız eşlik etti.

İSTANBUL VALİSİ DAVUT GÜL: “KAZANIN SEBEBİ TEKNİK OLARAK İNCELENDİKTEN SONRA BELLİ OLACAK”

Olay yerinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Vali Gül, “Maalesef toplamda 40 yaralı hemşehrimiz var. Yaralılarımızdan 1 kişi vefat etti. 2 kişi ağır yaralı, diğerlerinin de tedavileri devam ediyor. Bazıları taburcu olmaya başladı. Ölüm ve yaralama olayı olduğu için bu tür durumlarda adli süreç otomatik olarak başlıyor. Kazanın sebebi, teknik olarak incelendikten sonra belli olacak. Sizin de bizim de gördüğümüz; metrobüslerden biri yolcu indirirken diğer metrobüs durmayarak arkadan çarpıyor. Çarpma neticesinde de öndeki metrobüsten inen yolcularımız sağa sola savruluyorlar. Bunun duramama sebebi nedir, incelemeler hem adli hem idari soruşturmalar neticesinde ortaya çıkacak. Herkese geçmiş olsun.” ifadelerini kullandı.

Emniyet ekipleri kazayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlatırken, iki metrobüs şoförünün de ifadeleri alındı. İlk belirlemelere göre, arkadan gelen aracın fren sisteminde bir arıza olduğu ihtimali üzerinde duruluyor. Ancak kesin sonuç, yapılacak teknik analizlerin ardından açıklanacak.

Kazanın ardından metrobüs seferlerinde çift yönlü aksamalar yaşandı. Özellikle sabah iş trafiğinde metrobüs hattında yoğunluk oluştu. İstanbulkart mobil uygulaması ve belediye hoparlörlerinden vatandaşlara alternatif ulaşım yolları önerildi. Yaklaşık 2 saat süren aksama sonrası seferler kontrollü şekilde yeniden başlatıldı.

Kazada hafif yaralanan bir yolcu, “Ani bir çarpma oldu. Herkes bir anda yere savruldu. Camlar patladı, bağırışlar yükseldi. Şoför de ne olduğunu anlayamadı,” diyerek yaşanan dehşet anlarını anlattı. Bir başka yolcu ise “İlk yardım ekipleri çok hızlı geldi, ama içimizde büyük bir korku kaldı” ifadelerini kullandı.

Ulaşım güvenliği uzmanları, metrobüs hatlarında artan yoğunluğa rağmen güvenlik protokollerinin yeterince uygulanmadığını, özellikle fren sistemlerinin daha sık kontrol edilmesi gerektiğini belirtti.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.