Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Çubuk Belediye Meclis Üyesi Yeni Aday Adayları

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
14 Kasım, 2013 11:25 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:06
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

30 Mart 2014 yerel seçimlerine yaklaşırken Çubuk Belediye Meclis Üyesi Yeni Aday Adayları başvurularını yapmaya devam ediyor.

Ak Parti Çubuk ilçe teşkilatına belediye meclis üyeliği için resmi müracaatlar devam ediyor.

Ak partide Müracaatlar 1 Aralık 2013  tarihine kadar devam edeceği biliniyor.

Meclis Üyesi aday adaylarının  müracaat  için  750 TL yatırmaları gerekiyor.

Ak Partiye şu ana kadar çubuk belediye meclis üyeliği aday adaylığı için 24 kişi başvuru yaptı.

Bu güne kadar resmi kayıtlara göre 22 bay 2 bayan başvuru yaptı.

Ak partide meclis üyesi aday adayı sayısının 100'ü aşması bekleniyor

İŞTE LİSTE:

ADI – SOYADI                    DOĞUM YERİ                     D.TARİHİ      MESLEĞİ

1 MUSA SİVRİ                     İMAM HÜSEYİN                  10.10.1954      TUHAFİYECİ

2 KEMAL KÜÇÜK               AKKUZULU                        12.07.1953       OTOB KOOP.

3 OSMAN REFAHYELİ     ÇUBUK                              05.12.1954      MEC. ÜYESİ

4 YUNUS KUZUCU           KIZILVİRAN                         01.11.1954      MUHTAR

5 GALİP KARABUDAK      ORTA                                05.12.1956      MEC. ÜYESİ

6 RAMAZAN SARIKAYA AYDOĞAN                           10.05.1970      ELEKTRİKÇİ

7 HARUN ÇİFTCİ               ÇUBUK                              01.12.1985      KUR SATIŞ

8 FATİH KÜÇÜK                 ÇUBUK                              15.03.1973      SERACILIK

9 AHMET KAYA                  ÇUBUK                              11.08.1981      MOBİLYA

10 ABDULLAH BAĞ          ÇUBUK                              05.05.1982      ŞOFÖR

11 AHMET KESER            EĞRİEKİN                         02.01.1970      KUYUMCU I

12 SABRİ KOCA                GİCİK                         10.01.1962      M.EC ÜYESİ

13 METİN ÖZTÜRK           Y.ÇAVUNDUR                  12.10.1964      MEMUR

14 İSMAİL ÖZDEMİR        ANKARA                           01.01.1976      BASIN

15 HARUN OLMUŞ           AKKUZULU                      01.06.1974      VETERİNER

16 YASİN ÖZEN                KUZÖREN                       02.07.1976      MOBİLYA CI

17 CANAN GÜRMAN        ANKARA                          25.09.1976      EV HANIMI

18 HACI ÇELEBİ                ANKARA                          29.10.1960      EMEKLİ

19 AHMET ÇELİK               DEDELER                        20.01.1955      EMEKLİ

20 CENNET YILMAZ         KÜÇÜKALİ                       01.05.1968      EV HANIMI

21 HÜSEYİN DOĞANAY  KORGUN                         01.01.1950      EMEKLİ

22 AHMET ŞAHBUDAK    ÇUBUK                            15.09.1980      TUR ŞİRKET

23 AHMET UZUN               AMASYA                        01.01.1955      EMEKLİ

24 HÜSEYİN KARACA                 ÇUBUK                           01.01.1959      FIRINCI

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.