Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Hakkâri’de Hain Saldırı: 24 Şehit, 18 Yaralı

MÜFİT ONBAŞI tarafından
19 Ekim, 2011 18:46 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 26.03.2024 16:51
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Yüksekova ve Çukurca'daki saldırılarda ilk bilgilere göre 24 asker şehit oldu, 18 asker yaralandı. Şehitlerin kimlikleri belirlendi. Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde merkezdeki güvenlik birimleriyle sınırdaki askeri birliğe yönelik eş zamanlı PKK saldırısında şehit sayısı 24'e, yaralı sayısı da 18'e çıktı. Saldırıyı 200 kişilik PKK'lı grubu gece yarısı başlattı. İlçe merkezindeki polis ve jandarma binalarıyla güvenlik noktalarına ağır silahlarla saldıran teröristler, dikkatleri buraya çekti. Hemen ardından ilçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta Işık Bölgesi'nde, Çukurca 21'inci Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı'na bağlı sınırın sıfır noktasındaki Kekliktepe Karakolu'na teröristler ağır silahlarla saldırdı. Güvenlik güçleri teröristlerin saldırısına anında karşılık verirken çatışmalar sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Çukurca ilçe merkeziyle sınırın sıfır noktasındaki çatışma bölgesine takviye polis ve asker sevk edildi. Sınırda karakola saldıran teröristlerle çatışan askerlere destek için bölgeye kobra helikopterler sevk edildi. BÜYÜK OPERASYON Bu arada en çok kayıpların olduğu Işıklı bölgesinde bulunan Kekliktepe ile yine sınırın sıfır noktasında bulunan Kazan vadisi ve Sabır Dağı bölgelerinde de yoğun operasyon başlatıldı. Kobra helikopterlerin havadan destek sağladığı operasyon özel birlikler tarafından yürütülüyor. İşte Hakkari Şehitlerinin Kimlikleri Hakkari'de şehit olan 24 askerin kimlikleri belli olmaya başladı. İngilizce Çalış, Şimdi Başla Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde güvenlik güçleri ve sınırdaki askeri birliğe PKK'lı teröristler tarafından ağır silahlarla eş zamanlı düzenlenen saldırıda 24 asker şehit düştü. İŞTE HAKKARİ ŞEHİTLERİNİN İSİMLERİ 1- Astsubay Kıdemli Başçavuş İbrahim Geçer - Akşehir - Konya 2- Üsteğmen Murat Bek - Yozgat 3- Er Adem Çolakoğlu - İstanbul 4- Er Koray Özel - Adana 5- Uzman Çavuş Mustafa Aslan - Çorum 6- Er Mesut Cengiz - İskenderun 7- Er Süleyman Kalkan - Isparta 8- Er Birol Elmas - Sakarya 9- Komando Onb. Yavuz Çoban - Aksaray 10- Er Ramazan Akın - Ağrı 11- Fevzi Kazak - Gaziantep 12- Komando Er Mehmet Çetin - Aydın 13- Piyade er Fikret Özel - Samsun 14- Er Yunus Yılmaz - Ankara 15- Uzman Çavuş Reşit Ercan- Elazığ 16- Er Mehmet Ağgedik - Elazığ 17- Piyade Çavuş İdris Çam - Kahramanmaraş 18- Hüseyin Güldal - Kocaeli 19- Piyade Er Ufuk Bozkurt - Kırklareli 20- Piyade Uzman Çavuş Halil Özdoğru - Sinop 21- Asteğmen Bilal Özcan - Bilecik 22- Onbaşı Mesut Kazanç - Erzurum 23- Piyade Er Ahmet Tuncel - Bitlis 24- Piyade Onbaşı Soner Ateşsaçan - Artvin

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.