Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Hayvancılık Borsası Kurulacak

MÜFİT ONBAŞI tarafından
12 Nisan, 2012 20:59 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:07
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, 37 bin metrekare alan üzerine kurulacak 2 bin 550 hayvan kapasitesi canlı hayvan borsasının, 5,5 milyon liraya mal olacağını söyledi.

 

Çubuk'ta kurulacak canlı hayvan borsası ile ilgili projenin belediye meclis salonunda gerçekleştirilen tanıtım toplantısında Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, Belediye Başkanı Lokman Özden ile sektör temsilcileri ve esnaflar katıldı.

Özden, toplantıda yaptığı konuşmada, projenin Çubuk için çok önemli olduğunu, canlı hayvan borsa projesinin hayata geçirilmesiyle ilgili sektör temsilcileri ile istişareye önem verdiklerini belirtti.

Çubuk'un bundan sonraki gelişim sürecinde, Organize Hayvancılık Bölgesi

(OSB) ile birlikte tarımda çeşitliliğin ve üretim artışının yaşanacağını vurgulayan Özden, bu sürece uygun yeni tesislerin yapılmasının önemine değinerek, ilçe olarak bölgenin tek hayvan borsasını yapmayı hedeflediklerini vurguladı.

Mevcut hayvan pazarının 2 parça halinde ve 13 bin metrekarelik alanda hizmet verdiğini hatırlatan Özden, 37 bin metrekare alan üzerine kurulacak, günlük 2 bin 550 hayvan kapasiteli canlı hayvan borsasının, 5,5 milyon liraya mal olacağını bildirdi.

Özden, proje hakkında şu bilgileri verdi: "Mevcut hayvan pazarının şehir merkezi içerisinde kalması, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği, hayvan refahı için uygun koşullara sahip olmaması, çevresel sağlık sorunlarına sebep olması ve mevcut üst yapıların ihtiyaca cevap vermemesi gibi sebeplerden ötürü yeni bir pazar alanının projelendirilmesi zaruret arz eder hale gelmiştir. Bu nedenle, Çankırı-Şabanözü yolu üzerinde ilçe merkezine yaklaşık6 kilometremesafede, OSB'ye gise3 kilometremesafede bulunan 37 bin metrekare alana hayvan borsası kurulacak. Her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü borsada, 80 ve144 metrekareolmak üzere toplam 224 metrekarelik iki hizmet binası, zabıta, memur, veteriner hekim ve arşiv odaları ile yönetim merkezi, personel odaları, soyunma odaları, mutfak, tuvalet ve duş alanları yer alacaktır. 4 bin 386 metrekaresi üstü kapalı, 3060 metrekaresi üstü açık olmak üzere toplam 7 bin 446 metrekarede padok alanı yer alacak.

400 metrekareolarak önerilen sosyal tesis ve borsa binasında, borsa seans salonu, konaklama odaları, lokanta, çay salonu ve benzeri kullanımlar bulunacak. Canlı hayvan borsasına getirdiği hayvanları boşaltan araçların yıkanması için araç yıkama yeri, gübrelerin toplanıp biriktirilerek değerlendirilmesini için gübre toplama yeri, saman ve yem satış yerleri olacak. Borsada günlük 1250 adet büyükbaş, 1300 adet küçükbaş hayan kapasiteli ve aynı anda 50 kamyonun yükleme, boşaltma yapacağı rampalar ile ayrı ayrı 40 kamyonun ve 40 otomobilin park edebileceği geniş park alanları da olacak. Burası haftada bir gün veya iki gün değil, haftanın her günü açık olacak bir hayvan pazarı yani borsa olacak. Hayvan refahı da düşünülerek yapılacak borsada büyükbaş hayvanlar için 68, küçükbaş hayvanlar için 45 olmak üzere toplam 113 padok yer alacak."

Şahin ise ilçede kentleşme anlamında sağlıklı adımlar atıldığını söyledi. Eğitimden sağlığa, tarımdan hayvancılığa bir çok alanda önemli çalışmaların yapıldığını vurgulayan Şahin, "Elimizdeki imkanları mutlaka revize etmemiz gerekmektedir. Kentin merkezinde kalan hayvan pazarının, kendine yakışır bir yere taşınması gerekiyor. Belediyemizin bu konuda yaptığı çalışmaları biz destekliyoruz" dedi.

Daha sonra tek tek esnaf ve girişimcilere görüşlerini soran Başkan Özden, borsanın yaklaşık 5,5 milyon TL-ye mal edileceğini söyledi.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.