Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Yeni sezon taze Çubuk turşuları kuruluyor

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
12 Ağustos, 2021 11:43 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:05
Okuma Süresi: 6dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Türkiye sınırlarını aşıp dünyaca turşusuyla ünlü Ankara’nın Çubuk ilçesinde, merakla beklenen bu yılın yeni sezon taze turşuların kurulumu başladı. Macera, aksiyon aramanın bir lüzumu yok, bizim kanaatimiz kendini ispatlamış hep aynı muhteşem lezzet.

Tüketicilerin sabırsızlıkla beklediği sorularda;  Çubuk turşusu hazır oldu mu? Yeni ürünler ne zaman çıkacak? Taze ürünler çıktı mı? Çubuk turşusu kurulumu ne zaman? Çubuk turşusu kurulumu yeni sezon çıktımı? Sorularının cevabı bizzat merkezinden verildi. Kısaca EVET.

Sıcak ve soğukta bin bir zahmetle ekimi, dikimi, çapalama ve sulamanın ardından tarladan tek tek toplanan turşuluk salatalıkların turşu olma yolculuğu başlıyor. Üreticinin "yeşil altın" olarak adlandırdığı turşuluk salatalıkta hasat sezonu kurulum ile aynı anda başladı.

Tarla ya da bahçesinden hasadını kaldıran turşucular, topladıkları salatalıkların en iyilerini önce seçip, temizleyip, yıkadıktan hemen sonra turşu evlerinde kuruluma başlıyor. Tap taze toplanan salatalıklar yine tap taze olarak kurulumu gerçekleşiyor. Lezzetinde büyük etkiye sahip ilçenin suyu ve havası artı kendine özgü içine atılan bitkiler ve ilçeye has özel bir kurulum ile bu eşsiz lezzet ortaya çıkıyor. Her ürün nasıl meşhur olduğu yere başlı lezzetli ise Çubuk Turşusu da aynı özelliğe sahip. Bu tadı başka yerde yakalamak mümkün olmuyor. Çubuk’ta hemen hemen herkes turşu kurma yeteneğine sahiptir. İlçede lisans belgeli olarak ve normal üreten turşuluk sebze üreticisi bulunuyor. Çubuk turşusu patentli olduğu için ömür boyu lezzeti ve kurulumu bu şekilde devam edecek. Çubuk turşu kurulumu öncesinde turşu üretiminde kullanılan sebze ve meyvelerin hasadı ve aynı zamanda evlerde kurulumu başladı.

Türkiye’nin turşu üretiminde söz sahibi olan Çubuk’ta sebze ve meyveler yetiştirilip kurularak turşu ticareti yılın 12 ayı devam ediyor. Haziran sonu ile Ağustos sonu arası yılda 2 ay gibi sürede tüketicilerin tatile gitmesi ve sıcaklardan dolayı satışı biraz yavaşlasa da, kışa girerken tam hız kazanır. Kıştan bahara girerken bile halen tüketilme devam eder. Üretici kurduğu tonlarca turşuyu saklamak için bir yer ve alanı olmadığı için hemen elinden çıkarması gerekir. Bu vesile ile ürünler her yıl taze olur. Bu tüketici için güzel bir haber. Kurulum da yapılan küçük hatalar büyük maliyetlere neden olabilir. Mesela kapağı iyi kapatılmayan hava alan turşular gerekli olan fermente yani turşu olma dönüşümünü tamamlayamaz ve bozulur. Üreticiye büyük maddi kayba neden olabilir. İlçede turşu ve turşuluk sebze üretiminin çok büyük bir sektör, ilçe ve ülke ekonomisini büyü katkı sağlayan turşuya talebin, hem yurt içinde hem de yurt dışında gün geçtikçe artıyor. Bu vesile ile de pandemi sürecinde tarımın ve tarım ürünlerinin ve turşunun sağlığa katkılarını ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Patentli ve Coğrafi işaret belgesi ile atalarımızın yöntemi doğal yollarla fermente olan Çubuk Turşusu’nun probiyotik sağlıklı gıda olma özelliği de kazanmıştır. Çubuk Ev Tipi Turşu Üretim Tesisi'nde, yeni sezonun ilk turşuları kurulmaya başlandı. Çubuk turşusu üretim ve kurulumunun bu yıl verimli olduğunu belirten turşu üreticileri, “Bu yıl ürün ekimini geçen yıla oranla daha da artırdık. Bu yıl verimden memnunuz halen toplama ve kurulum devam ediyor. Tüm turşuluk ürünleri mümkün olduğu kadarıyla kendimiz doğal olarak yetiştirip yine doğal olarak kuruyoruz. Turşuculuk atalarımızdan kalan bir miras olup, sektörün de ilçe ekonomisine büyük katkısı oluyor. Çubuk ve bölgesinde yetişmeyen salatalıktan hem lezzet bakımından hem de kalite bakımından Çubuk turşusu olmaz. Farkımız turşularımızın içerinde katkı maddesi olmaması tamamen doğal olmasıdır. Bu yıl da bol miktarda turşu kurup satışını gerçekleştirecek. İlçede üretilen sebzelerin, başta salatalık olmak üzere, 30 çeşit turşu çeşidi var.

Salatalıklar elekten geçerek, 0-1-2-3 rakamlarında boy boy ayrılır. Ebatlarına göre ayrılan salatalıklar, makinelerde bol su ve fırça yardımıyla temizlenir. Salatalıklar, içerisine su ve baharatları almaları için iğneleme makinesinde iğnelenir. İğneleme işleminden sonra yine ilçemizde doğal ortamlarda üretilen sarımsak, biber, defneyaprağı ve salatalıklar küpün içerisine konulur. Özel olarak hazırlanan suyunun da ilave edilmesiyle turşu olma yolculuğuna başlar. Çubuk turşusu çıtır çıtır olur. Biz ekmeğimizi turşudan kazanıyoruz, gençlerin de bu sektörde kazanmasını istiyoruz. Yaz kış fark etmez, her mevsim turşumuz tüketilir. Bazıları sabah kahvaltısında bile yer ancak genelde kuru fasulye, bulgur pilavı ve kurulardan yapılan yemeklerin yanında afiyetle yenir.

Türkiye'nin turşu üretiminde söz sahibi olan Çubuk'ta çiftçilerin bir kısmı geçimini salatalık üretimini sağladığı Çengelköy bademi denilen salatalıkların 1950 yılından bu tarafa yetiştiriliyor.

Çubuk turşusunun püf noktaları "Özellikle kuyu suyunu içerisine tuzu ve sirkesini koyuyoruz. Daha sonra sarımsak, defneyaprağı, dereotu, karabiber ve kırmızıbiber koyarız. Kurduğumuz kapın ağzını iyice kapattıktan sonra yaklaşık 30 günde turşumuz yemelik olur. Bizim turşuların iki yıl bekleme süresi olsa da 6-7 ay içerisinde elimizde satacak turşu kalmaz. Üretimi ne kadar da yükseltsek talep çok olduğundan bir sonraki yıla elimizde turşu kalmıyor.

Sezon boyunca 3 ay boyunca gece gündüz çalışan turşucular: "Bize tarladan gelen salatalıkları boylarına ve genişliklerine göre burada 0 numara, 1 numara, 2 numara ve 3 numara olarak sınıflandırıyoruz. En arkada da turşu olmayan malzemeleri ayırıyoruz ve onları pazarcı esnafına satıyoruz. Numaralanan salatalıkları kasalara koyduktan sonra imalat kısmına geçiriyoruz. Yıkanıp iğnelendikten sonra büyük fıçılarda turşuları kuruyoruz. Sipariş verdiğinizde özenle paketlediğimiz tadına doyamayacağınız tüm ürünlerimizi doğal kokusuyla özenle paketleyip adresinize gönderiyoruz.

TÜKETİCİNİN AĞZINDAN: “ÇUBUK TURŞUSU DAHA LEZZETLİ”

Tüketici ve tedarikçi yorumlarından bir açıklama: “Pandemi döneminde özellikle uzmanların vatandaşların turşu suyu içmelerini ve turşu yemelerini önermesi üzerine sürekli turşu tüketmen gerektiğine karar verdim. Türkiye’de turşu en iyi Ankara’nın Çubuk İlçesi’nde ve Bursa’nın Gedelek İlçesi’nde yapılıyor. Her iki yere giderek 1 hafta incelemelerde bulundum. Ancak Ankara Çubuk turşusu daha lezzetli. Bizler de bu lezzetlerden mahrum kalmaması için böyle bir hizmeti sunmaya karar verdik. Çubuk Turşucusunun birçok çeşit ürünü bulunuyor.

ÇUBUK TURŞUSUNUN TEMEL BAŞLICA ÖZELLİKLERİ

  • Dünyaca meşhur aranan tatlar arasında olması
  • Katkısız + Doğal
  • Sağlıklı + Probiyotik
  • Güneş, su+tuz, sirke ve aromalı bitkiler ile doğal yollarla fermente olarak kurulması
  • Damakta eşsiz bir lezzet bırakmasının yanı sıra, mideye faydalı, sindiriminin kolay olması
  • Coğrafi İşaret + İSO Belgeli
  • Türk Patent Enstitüsü kayıtlı
  • Guinness rekorlar kitabına adını yazdırmış
  • En küçük yaştan en büyük yaşa kadar herkesin damağına uygun
  • Kolay tüketilebilen
  • Atalarımızdan yadigar kurulum ile geçmişten günümüze değişmeyen lezzet
  • Dünyaca tatlarına standartlarına uygun olması
  • Lezzetini sadece ve sadece Çubuk’un havası ve suyundan alması

ÇUBUK TURŞUSU SAKLAMA KOŞULLARI KULLANMA TALİMATI

ÇUBUK EV TURŞUSU doğru saklama koşulları, sağlıklı tüketim ve kullanma talimatı için içeriği dikkatli okursanız lezzeti tüketimin son anına kadar yaşarsınız. Çubuk Turşusunu karanlık, serin bir yerde muhafaza ediniz. Şayet yoksa buzdolabına koyabilirsiniz. Sıcak, güneşli ortama koymayınız. Kapağını açtıktan sonra 1-2 ay içinde tüketiniz. Tüketeceğiniz kadar küçük kavanozlara alabilir ya da küçük ebatlarda alabilirsiniz. İçerisindeki turşu suyunu içebilirsiniz. İçerisine koruyucu katkı maddesi kullanılmayan doğal gıdalar, canlı probiyotik mikroorganizma sayesinde fermente olmaya devam eder. Turşu, açılıp kapanması sırasında hava alır, dolayısıyla turşu ve suyu üzerinde renk değişimi (beyazlanma, barlanma,) meydana gelebilir. Üzerinde oluşan tabakayı alarak tüketmeye devam edebilirsiniz. Ürünümüz doğal olduğundan mümkün mertebe hava ile az temas etmesi gerekir. Tüketilen turşunun suyu azalacaktır. Turşumuzun kapağını açtıktan sonra tekrar ağzını sıkı bir şekilde kapatınız. Suyu azalınca, kapağına kadar üzerinde hava boşluğu kalmayacak şekilde yiyebileceğiniz ölçüde tuzlu su ilave edebilirsiniz. Turşu, uzun süre susuz kalırsa rengini, tadını ve özelliğini yitirir. Bozulmuş turşu; yumuşamış, rengi mat, tadı mayhoş olur. Sert ve çıtır olmaz. Çubuk Turşusu, 2008 yılında 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 12. maddesi gereğince, tescil edilerek patent ve coğrafi işaret belgesi almıştır. Gıda kodeksine uygundur. Tarım ve Orman Bakanlığından onaylı pet şişelerde satışa sunulan, ürünlerimiz brüt, net, kg ve litre olarak satılır. Yukarıdaki koşullara uyduğunuz takdirde güvenle ve afiyetle tüketebilirsiniz. İçindekiler: Sebze & meyve, kaya tuzu, üzüm sirkesi, doğal kaynak suyu, Türkiye de yetişen sarımsak, biberiye, defneyaprağı, dereotu ve tane karabiber. “Çubuk Turşusu ve yöresel ürünleri için gönül rahatlığı ile CUBUKTURSU.COM dan online güvenli alışveriş yapabilirsiniz.” Bize güveniniz ve bu güzel lezzeti tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Afiyet olsun…

Çubuk Turşusu öneri ya da önerilerine gelecek olursak Çubuk’ta kurulup bizzat yerinden alırsanız yeterli olacaktır. Aralarındaki lezzet farklılığı ve tuz oranı bir tık aşağı ya da yukarı olur.

YORUMLAR tamamen öz tüketici tarafından bizzat özgürce yazılmıştır.

  • Merhaba Eskişehir'den ben. Turşular geldi. Hemen tadına baktık çok şahane, özellikle acı biber süper biraz daha alsaydım. Teşekkürler ellerinize sağlık olsun...
  • Merhabalar. Ürünleri bugün aldım. Çok teşekkür ederim. Çok güzel. Çok lezzetli. Ellerinize sağlık.
  • Turşularımız geldi hocam hepsi yine aynı lezzetinde. Hediyeler için de çok teşekkür ederim sağolun.
  • Yıllar sonra tanıştığımıza memnun oldum, Çubuk turşusu geç oldu ama neyse, Bildiğiniz turşuları unutun lezzetin farkına varın derim elinize sağlık
  • Kendini özel hissedenler damak lezzetine önem verenler için güzel bir tat. Sizi özel hissettiren lezzete bakıyorsunuz
  • Merhaba! Ürünlerim geldi hızlı ve özenli gönderiniz için teşekkür ediyorum.
  • Teşekkürler Salatalık turşusunu ve turşu suyunu denedik. Çok lezzetliler. Elinize sağlık.
  • Kargomuz süratle ulaştı sağ salim... çok çok teşekkür ediyoruz... Hediye de koymuşsunuz. Allah razı olsun... İşleriniz rast getirsin
  • Refika Gürbüz, turşuları aldık. Çok teşekkür. Çok güzel turşularınız. Bundan sonra sizden alış-veriş ederiz. Hayırlı işler, bol kazanç dilerim.
  • İlk kez denemek için sipariş verdim. Bu kadar leziz olacaklarını tahmin etmiyordum. Dedikleri kadar varmış. Şimdiye kadar bu tattan mahrum kaldığım için üzgünüm.
  • Bir  kereden bir şey olmaz dedik, denedik işte bu.
  • Hasan Ketanci Merhabalar dün turşular geldi çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar dilerim.
  • Kafamda acaba vardı. Artık yok.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.