Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

2 Bin İşsiz Alınacak

MÜFİT ONBAŞI tarafından
13 Ağustos, 2011 16:01 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:08
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

2 Bin İşsiz Alınacak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işsizlikle mücadelede bizzat işsizlerin aktif rol alacağı bir uygulamayı hayata geçiriyor. Hazırlanan proje işe 2 bin işsiz işsizlere danışman olacak. Bakanlık, üniversite mezunu işsizler arasından 2 bin kişiyi İŞKUR'da “iş ve meslek danışmanı” olarak istihdam edecek. Böylece işsiz durumdaki 2 bin kişi, iş arayanlara rehberlik yapmaya başlayacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik yaptığı açıklamada, dünyada son yüzyılın en büyük ekonomik krizi yaşanmasına karşın, hükümet tarafından başarıyla uygulanan güçlü ve istikrarlı mali ve ekonomik politikalarla bu krizin üstesinden gelinerek dünyaya örnek olunduğunu söyledi. Kriz sonrası yüksek büyüme hızına erişen ülke ekonomisinin mevcut durumunun, istihdam hizmetlerinin de daha etkin ve daha verimli olmasını zorunlu kıldığını ifade eden Çelik, bu tür hizmetlerin yerine getirilmesinde gerek işsize gerekse de işverene sunulan danışmanlık faaliyetlerinin büyük önem taşıdığını dile getirdi. 2,000 KİŞİ BAŞVURABİLECEK Türkiye'deki iş gücü dikkate alındığında bu eğitimi alan personel sayısı ile bu kadar önemli bir hizmetin belirlenen hedefler doğrultusunda yürütülmesinin zor olduğunu ifade eden Çelik, bu nedenle, 61. Hükümet Programında da yer aldığı üzere, İŞKUR'a kayıtlı her işsizin bir “iş ve meslek danışmanı” olacağını ve işsizlere birebir hizmet verileceğini dile getirdi. Çelik, şunları kaydetti: “İlk kez hükümetimiz döneminde Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından belirlenmeye ve belgelendirilmeye başlanan meslek standartları çerçevesinde 'İş ve Meslek Danışmanı Ulusal Meslek Standardı' ile 'İş ve Meslek Danışmanı Ulusal Yeterlilik' belgesini yayımladık.” Tüm bu çalışmaların sonucunda, İŞKUR'da görevlendirilmek üzere iş ve meslek danışmanı alımı sürecini başlattık. Bu amaçla, İŞKUR tarafından belirlenen kriterlere sahip olan üniversitelerde düzenlenecek olan, 360 saatlik İşgücü Yetiştirme Kurslarına ağustos ayı içinde başlanacaktır. Bu kurslara katılacak 3 bin 500 kişi, İŞKUR'da çalıştırılacak 2 bin sözleşmeli iş ve meslek danışmanlığı pozisyonuna başvurabilecektir.” ARANAN ŞARTLAR Bakan Çelik, “iş ve meslek danışmanlığı” eğitiminden yararlanmak isteyen gençlerde, İŞKUR'a kayıtlı olması, herhangi bir işte çalışmıyor olması, en az lisans düzeyinde mezun olması, 10-11 Temmuz 2010 tarihinde yapılan KPSS (B) grubu sınavına girmiş ve KPSSP3 puan türünden 70 ve üzeri puan almış olma şartlarının aranacağını bildirdi. Bu şartları taşıyan adayların, İŞKUR İl Müdürlüklerine müracaat etmek suretiyle veya kurumun internet sitesi üzerinden başvuru yapabileceklerini belirten Çelik, adayların, puanı en yüksek adaydan başlamak üzere tercih ettikleri üniversiteye ayrılan kontenjana göre yapılacak puan sıralaması sonucunda eğitime başlayacaklarını ifade etti. Çelik, şöyle konuştu: “Eğitimin tamamlanmasının ardından, test merkezi bulunan, bağımsız ve bu konuda akredite olmuş kurum/kuruluşlar tarafından yapılacak sınav sonucunda başarılı olan kursiyerler, 'İş ve Meslek Danışmanı Mesleki Yeterlilik Belgesi'ne sahip olacaklardır. Böylece, kamuya eleman alımında ilk kez Mesleki Yeterlilik Kurumu onaylı belge aranacaktır. Bu belgeye sahip olanlar arasından, KPSS B grubu (KPSSP3) puan türü esas alınmak suretiyle seçilecek adaylar İŞKUR İl Müdürlüklerinde sözleşmeli “iş ve meslek danışmanı” olarak istihdam edilecek olup, Aralık 2011'de göreve başlaması planlanmaktadır”dedi.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.