Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

İzmir’de Ormanlar İçin Seferberlik Devam Ediyor

blank
Mert Onbaşı tarafından
04 Temmuz, 2025 19:48 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.07.2025 15:28
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

İzmir’in Ödemiş, Buca ve Çeşme ilçelerinde süren orman yangınları şehir genelinde etkisini sürdürdü. İzmir Valisi Süleyman Elban’ın bilgisine göre, Ödemiş’te başlayan yangın rüzgârın etkisiyle köyleri tehdit ederken, ne yazık ki bir orman işçisi ile 81 yaşındaki yatağa bağımlı bir vatandaş hayatını kaybetti.

 Ödemiş Bölgesi: En Kritik Nokta

Tosunlar, Suçıktı, Köseler ve Üzümlü mahallelerinde çıkan yangın, 7 mahallenin tahliye edilmesine neden oldu. Yangına müdahalede İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri 2 uçak, 9 helikopter, 35 arazöz, 9 su ikmal aracı ve 4 dozerle görev aldı. AFAD, UMKE, itfaiye, jandarma ve gönüllü ekiplerle toplamda 6.000’e yakın personel karadan çalıştı. Vali Elban, “37 vatandaşımız yangının bulu

nduğu bölgeden tahliye edildi, ancak 81 yaşındaki İbrahim Erkan’ın dumandan etkilenerek cansız bedenine ulaşıldı” açıklamasında bulundu. Konya Orman Bölge Müdürlüğü dozer operatörü İbrahim Demir de görev sırasında yaşamını yitirdi; Operatör Demir’in cenazesi Konya Ilgın’a gönderildi.

 Buca: Kaynak Ateşiyle Kıvılcım Çıktı

Zafer–Kısıkköy mevkiindeki bir sanayi bölgesinde kaynak makinesi kıvılcımı nedeniyle başlayan yangına müdahale yoğun şekilde devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, fabrikanın tamiratında kullanılan makinadan çıkan kıvılcımın yangına sebep olduğunu ve iki kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Bölgede 4 uçak, 11 helikopter, arazözler, su tankerleriyle müdahaleye devam ediliyor; rüzgâr nedeniyle kısa süreli riskler sürüyor.

Çeşme: Kontrol Altına Alındı, Tahliyeler Yapıldı

Çarşamba öğlen Ildır’da başlayan yangın tarım arazisinden ormana sıçradı; Germiyan, Karaköy ve Nohutalan gibi üç mahalle ile bazı siteler tedbir amacıyla tahliye edildi. Yangının 44,5 saat sonra kontrol altına alındığı, Urla Zeytineli’nin de tedbiren tahliye edildiği bildirildi. Vali Elban, “henüz yerleşim yerleri tehdit altında değil” derken, enerji düşmüş yangının hızla gerilediğini belirtti.

 Müdahale Gücü ve Hasar Tablosu

İzmir’de yangınlara 9 uçak, 22 helikopter, 1.100 kara aracı ve 6.000 personel müdahalede bulunuyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir’de 110 konut, 2 işyeri ve 1 ahırın yangında ağır hasar gördüğünü, devlet tarafından 14.258.400 TL ödemelerin başlandığını ifade etti. Karayolları, Çeşme–İzmir otoyolunun yeniden ulaşıma açıldığını duyurdu.

  • Vali Süleyman Elban: Yangınların elektrik hatlarından kaynaklandığını, sabotaj olmadığını söyledi.

  • Bakan Yumaklı: Çeşme yangını kontrol altına alındı, Buca ve Ödemiş’te müdahale devam ediyor dedi.

  • Belediye Başkanı Cemil Tugay: “Gözümüzün önünde yanan ormanlar, hayvanlar ve emekler yüreğimizi parçalıyor” diyerek toplumsal dayanışma çağrısı yaptı.

Bir Özet Durum Raporu:

İlçe Durum Can Kaybı Tahliye Edilen Yerleşim Müdahale Ekipleri ve Vasıtalar
Ödemiş Kritik – devam ediyor 2 7 mahalle 2 uçak, 9 heli, 35 arazöz, 4000+ personel
Buca Kaynak kıvılcımı sonrası devam - Sanayi bölgesi civarı 4 uçak, 11 heli, kara ekipleri
Çeşme Kontrol altına alındı - 3 mahalle + site 6 uçak, 18+ heli, kara ekipleri

Ödemiş’te yangının “sıkıştırıldığı ancak kritik” aşamada olduğu, Buca’da kaynak kıvılcımı nedeniyle riskin sürdüğü ve Çeşme’de yangının tamamen kontrol altına alındığı bildirildi. Hasar tespiti, ödeme ve yeniden yapılanma süreci hızla yürütülüyor; İzmir Büyükşehir ve AFAD işbirliği ile konteyner yerleşim planları hazırlanıyor. İzmir yangınlarında ölümler, hasarlar, tahliyeler ve mücadele sürerken yangınların kaynağı ve koordinasyon konuları tartışma yaratmaya devam ediyor. Binlerce personel, bitmek bilmeyen sıcaklar ve rüzgârla mücadelelere rağmen, yerel yönetimler ve hükümet acil yardım, önleyici bakımlar ve yeniden yapılandırma süreçlerine odaklanmış durumda. Köylüler, gönüllüler, TSK helikopterleri, itfaiye ve orman ekipleri dayanışmayla birlikte ilerliyor.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.