Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Melih Gökçek Başkanlığı Tekrar Aday

MÜFİT ONBAŞI tarafından
17 Mart, 2012 15:38 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:07
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver
Uşak'a yerel bir televizyonun ödül törenine katılmak için giden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, " Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uygun görür, halkımızda tercihin benden yana yaparsa bir dönem daha belediye başkanlığı yapıp emekliye ayrılmak istiyorum" dedi. Uşak'ta yerel olarak yayın yapan Egem TV'nin geleneksel olarak düzenlediği yılın başarıları ödül törenine '2011 Yılının En Başarılı Büyükşehir Belediye Başkanı' seçilen Melih Gökçek de katıldı. Gökçek, ödülünü televizyonun yönetim kurulu başkanı Soner Demiröz'den aldı. Almanya Büyükelçisi Eberhard Pohl'un de katıldığı ödül töreninde Ankara dışında bir ilden ödül almaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Gökçek şöyle konuştu: "Bugün aramızda Almanya'dan misafirimiz var. Sayın büyükelçi biz Türkler, Almanya'yı çok severiz. Çocukluğumuzda Alman Mili Takımı'nı tutardık. Ama sayın Merkel'den aynı muhabbeti göremiyoruz. Sayın Alman büyükelçisi bakın Uşaklılardan çıkan alkışı Almanya'ya lütfen iletin. Biz Sarkozy ve Merkel'i aynı safta tutmak istemiyoruz. Bu vesileyle böyle bir mesaj vermek istedim. Almanya dostluğu ile Türk dostluğunu aynı seviyede görmek istiyoruz." Ödül töreninde yılın en başarılı büyük elçisi seçilen Almanya Büyükelçisi Eberhard Pohl'un ödül aldığı törende yaklaşık 50 kişiye ödülleri verildi. Ödül töreninin ardından Ak Parti Uşak İl Başkanı Mehmet Gün ve partililerle Ak Parti Uşak İl Başkanlığı'na geçen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, partililerle sohbet etti. Sohbetinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir televizyon programında karşılaşmak istediğini söyleyen Gökçek, "Bu aralar Ankara'da sayın Kılıçdaroğlu ile uğraşıyoruz. Beni televizyonlarda tanımadığını söylüyordu, ancak, dün bir televizyon kanalında beni hatırlamış. Umarım bir gün televizyonda karşılaşırız. Hepinizin malumu geçenlerde CHP'nin kurultayı vardı. Kurultay sonrası hissiyatım, nefsim, diyor ki sayın Kılıçdaroğlu kaybetsin genel başkanlıktan gitsin, ama aklım diyor ki hep orada kalsın. Çünkü Kılıçdaroğlu bizim için bir nimet. Ben artık CHP'de Kılıçdaoğlu'nu destekliyorum. Bu kadar defolu bir lider CHP içinde ancak Kılıçdaroğlu olur buda bizim şansımız. Kılıçdaroğlu bu aralar parti içinde ne kadar Tuncelili varsa sağa sola getirmekle meşgul. CHP'yi Tunceliler partisi haline getiriyor. Partiyi yok ediyor. Tabi bu bizim avantajımız. Geçen gün Tiwitter'de bir fıkra ile karşılaştım. Fıkrada diyor ki. Sayın Başbakan bir gazeteye beyanat vermiş ve demiş ki biz mesafeleri kısalttık. Hemen götürmüşler Kılıçdaroğlu'na yetiştirmişler. Kılıçdaroğlu demiş ki oda bir şeymi bizimkiler her akşam kafayı çekiyor, dünyanın etrafını dört kez dolaşıyor demiş. Tabi bu fıkra. Geçenlerde bir gazeteye demeç veren Kılıçdaroğlu kendi milletvekillerine bu kadar meyhaneye gitmeyin demiş, madem gidiyorsunuz bari hepiniz aynı meyhaneye gitmeyin. Bunu söyleyen Kılıçdaroğlu. Biz bunu söylesek hakaret sayarlar. Ancak kendileri bunu söylüyor" diye konuştu. BİR DÖNEM DAHA BAŞKANLIK YAPACAĞIM Partililerin sorusu üzerine bir dönem daha Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmak istediğini ifade eden Gökçek, "Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uygun görür, halkımızda tercihin benden yana yaparsa bir dönem daha belediye başkanlığı yapıp emekliye ayrılmak istiyorum" dedi.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.