Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Ankara’da Operasyon; 76 Gözaltı

MÜFİT ONBAŞI tarafından
23 Aralık, 2011 15:39 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:08
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ankara’da Operasyon; 76 Gözaltı

Ankara polisi kredi kartıyla vurgun yapan çeteye 'balata' operasyonuyla yakaladı.

Ankara polisinin uyuşturucu tacirlerine yönelik çalışmalarına takılan kredi kartı şebekesine yönelik 6 ilde eş zamanlı düzenlenen 'Balata' operasyonunda 76 kişi gözaltına alındı.

Polisin, aylar süren takibinde şebekenin özellikle bankaların hesap kesim saati olan günsonunda çeşitli kredi kartlarıyla izinsiz olarak yüklü miktarda paraların çekildiğini saptadı. Çetenin, bu yöntemler yaklaşık 3 milyon lira vurgun yaptığı belirlendi.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, bir süre önce Hakan B., Ahmet K., Yasin E. ve Mustafa D.'yi, uyuşturucu satışı ve uyuşturucu madde kullanmak için yer temin ettikleri şüphesiyle teknik takibe aldı. Çalışmalar sırasında şüphelilerin Hakan B., Engin R., Engin K. ve Soner B. ile yaptığı görüşmelerde, kredi kartıyla dolandırıcılık yapıldığı belirlendi. Uyuşturucu ticareti yapmaktan dinlemeye takılan bir şebekenin kredi kartı dolandırıcılığı yapan başka bir şebeke ile yaptıkları görüşmeler tespit edildi.

Yaklaşık 6 ay süren takibin ardından, çetenin özellikle bankaların hesap kesim saati olan "günsonu"nda çeşitli kredi kartlarıyla izinsiz olarak yüklü miktarda paraların çekildiğini saptadı. İlk belirlemelere göre, 231 bin TL çektikleri saptanan şebekenin tarihi geçmiş, limiti dolmuş veya limitsiz kredi kartlarıyla toplamda 3 milyon TL'ye yakın vurgun yaptıkları belirtildi.

Ekipler, bunun üzerine operasyon için düğmeye bastı. Ankara merkezli, Çankarı, Çorum, Kırıkkale, Konya ve Zonguldak'ta düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla 76 kişi gözaltına alındı. Zanlılardan 45'i ilk ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, 31'i adliyeye sevk edildi.

Zanlıların tespit edilen adreslerinde yapılan aramalarda, 49 adet suçta kullanıldığı tespit edilen kredi kartı, çok miktarda suç konusu alışveriş slipleri, yapılan çekim işlemlerine ait düzenlenen faturalar ve 1 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi.

ÇETEDEN "GÜNSONU" VURGUNU

Kredi kartı şebekesini teknik takibe alan polis, lideri olduğu öne sürülen Hakan B. ve diğer şebeke üyelerinin Çubuk ilçesinde bazı iş yerlerinden elde ettikleri pos cihazlarıyla kredi kartlarını kullandıkları belirlendi.

Şebekenin, bankaların "gün sonu" olarak tabir edilen saat 00.00'dan sonra genellikle 250-500 lira arasındaki meblağlarda banka onayı olmadan pos cihazından para çektikleri belirlendi. Bankaların hesap kesim saati olan birkaç dakikalık zafiyetten yararlanan şebekenin çalıntı, kopya, tarihi geçmiş, limitli veya limitsiz bütün kartlarla çok rahat para çektikleri kaydedildi.

sondakika
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.