Ankara Oto Sanatkârları Esnaf Odası’nın 38. Olağan genel kurulu Nazım Hikmet Kültür Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleştirildi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile çok sayıda misafirin katıldığı seçimde 2 aday yarıştı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek; “Göreve geldiğim dönemde Ankara'da 350 bin araç sayısı vardı. Şimdi bakıyoruz bu sayı 1,5 milyona çıktığını görüyoruz. Oto sanatkârları olarak bu sayı sizin için sevindirici. Bununla beraber araç sayısının artması ile trafiği rahatlatmak için de düzenlemeler gerekiyor. Bunun için alt üst geçitler sayısını her yıl artırdık. Sanayilerimizde oda başkanının talepleri dâhil çok çalışmalar gerçekleştirdik. Sizin rahatsız olduğunuz İskitler’de kaçak çalışanları kaldırmak için emin olun gayretle çalışıyoruz. Buraya MİA projemizi başlattık. Burada sorunlarla karşılaşıyoruz. Biz dükkânları mühürlüyoruz, hak sahipleri mahkemeye veriyor. Çoğunu kaldırdık. Sadece 15 dükkân kaldı. İnşallah Allah nasip ederse tabii ki sizde destek verirseniz tekrar seçilip bunları da kaldırıp Projemizi başlatacağız.” dedi.
ZAFER, MUSTAFA ARSLANOĞLU’NUN OLDU
Yapılan seçimde zafer, oyların 589 alan Mustafa Arslanoğlu ve yönetiminin oldu.
Mustafa Arslanoğlu 2. dönem tekrar seçilerek güven tazeledi. 23 yıllık oda başkanlığı yapan Şerafettin Kaya tekrar aday olmasına rağmen 427 oy alarak ikinci kez tekrar mağlup oldu.
Mustafa Arslanoğlu Şerafettin Kaya’yı sahneye davet ederek “birlik, beraberlik, dostluk, kardeşlik kazandı, oto sanatkârları, meslektaşlarım kazandı.” dedi.
OTO SANATKÂRLARININ SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Mustafa Arslanoğlu ve Yönetimi ile birçok esnaf sahnede kutlama, tebrik ve foto çekiminin ardından konuşma gerçekleştiren Mustafa Arslanoğlu; “Değerli yol arkadaşlarım, ikinci kez beni ve yönetimimi seçtiğimiz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Biz kazanacağımızı biliyorduk, bundan çok emindik. Çünkü biz durmadan çalıştık, esnafımın sıkıntılarına çözüm olmaya devam ettik. Çalışmak bizden takdir sizden dedik. Bundan sonrada çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Buradan sizlere söz veriyorum. Çözüm olmaya devam edeceğiz. Bizim yönetimimizle ilkleri odamıza biz sunduk. Bundan sonrada ilkleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Esnafımız kendi iradesini sandığa koydu. Biz eğilmedik dik durduk. Bugünden sonrada yine dik duracağız. Oto sanatkârlarının sesi olmaya devam edeceğiz. Biz haksızlık karşısında duracağız. Dünde olduğu gibi bundan sonra da bütün oto sanatkârlarını kucaklayacağız. Kapımız herkese açıktır. Ezmeden, eğilmeden, kardeşlik, dostluk içinde hedefimize ilerleyeceğiz. Seçimde görev yapan güvenlik kuvvetlerine, sandık görevlilerine ve özellikle seçimlere katılım konusunda iştirak eden bütün meslektaşlarıma yürekten şükranlarımı sunuyorum. Bahtımız, yolumuz açık olsun, Allah yar ve yardımcımız olsun.” dedi.
Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.
Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir
Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.
Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler
Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*
Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları
Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor. Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu. Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.
Kanser karşıtı ürünlerin listesi
Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları:
Elma.
Vişne.
Şeftali.
Kültür eriği.
Erik.
Armut.
Lima fasulyesi.
Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.*
Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer.
Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var.
Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar!
Artık asla kansere yakalanmayacaksınız!
Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir
Bunu bilmiyor muydunuz?
Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.*
Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit!
Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin.
Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir.
Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor. Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz.
Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir?
Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır.
Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır!
Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür.
Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir.
Neden biz bunu bilmiyoruz?
Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar.
Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder.
Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin!
Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi…
Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.
Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak