Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Çubuk Aile Yaşam Merkezi Hizmetleri Devam Ediyor

MÜFİT ONBAŞI tarafından
01 Şubat, 2013 18:53 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:07
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ödüllü sosyal projelerini Ankara’nın dört bir yanına yaygınlaştıran Büyükşehir Belediyesi, Çubuk’ta açtığı aile yaşam merkezi ile 7’den 70’e yüzlerce çubukluya hizmet veriyor.

Merkezde sportif etkinliklerden müzik kurslarına, gezilerden eğlencelere kadar çeşit çeşit etkinlik gerçekleştiriliyor.

Büyükşehir Belediyesi, 2008 yılında hizmete açtığı Aile Yaşam Merkezi ile 7’den 70’e yüzlerce Çubukluya eşsiz fırsatlar sunuyor. Çubuk halkının kültürel, sosyal ve sportif ihtiyaçlarını karşılamak üzere 7 katlı modern bir yapıda hizmet veren Aile Yaşam Merkezi’nde, tüm yaş gruplarına yönelik çeşit çeşit olanaklar tanıyor.

Merkezde, müzik yeteneği olan ve geliştirmek isteyen herkese bağlama, gitar ve org, bilgisayar kullanmayı öğrenmeyi hedefleyen üyelere bilgisayar, sağlıklı yaşam için spor, Anadolu’nun kültürel zenginliği ile ilgilenenler için halkoyunları kursları düzenleniyor.  Çocuk Kulübü bünyesinde açılan İngilizce, Matematik, Türkçe, Sosyal Bilgiler etüt kurslarında öğrenciler, okulda öğrendiklerini tekrar etme ve bol bol soru çözme imkanı buluyor. Dil konusunda kendini geliştirmek isteyen veya açık öğretim okuyan Gençlik Merkezi ve 24 yaş üstü üyeler ise İngilizce kurslarına katılıyor.

- KÜTÜPHANE DE VAR OYUN ODASI DA…

Kursların yanı sıra üyeler, serbest zamanlı faaliyet birimlerinden de faydalanıyor. Sinema salonunda her yaş grubu üyeye film gösterimleri yapılıyor. Bilardo, mini golf, air hockey, masa tenisi, masa futbolu, photoplay oyunlarının yer aldığı oyun salonunda üyeler yaşamlarına eğlence de katıyor. Zengin bir kitap arşivine sahip kütüphane birimi ve üyelerin internet kullanımına imkan veren internet salonları da merkezde yoğun ilgi gören hizmetler arasında yer alıyor.

Çubuk’ta eğitim veren okullarla işbirliği yapan Aile Yaşam Merkezi, serbest etkinlik saatlerinde okulları ağırlayarak ilköğretim öğrencilerine eğitici drama, satranç, halk oyunları, bilgisayar kursları ile oyun ve sinema salonunda eğlenceli vakit geçirme imkanı sunuyor.

- SOSYAL SORUMLULUK İLE GELEN BAŞARI

Merkez,  sosyal aktiviteler, seminerler ve faaliyetler ile boş vakitlerin faydalı geçirilmesine öncülük ediyor. Düzenlediği geziler ile ilçe halkından takdir toplayan Aile Yaşam Merkezi, sosyal sorumluluk anlayışı çerçevesinde de projelere imza atıyor. Merkez üyeleri ve aileleri ile yapılan sosyal görüşmeler çerçevesinde üye ve ailelere gerekli danışmanlık hizmeti verilerek yönlendirmeler yapılıyor. Ayrıca ikinci el kıyafet toplanarak ihtiyaç sahibi üye ve ailelere dağıtılıyor.

2012 yılında yapılan AB destekli “Engelli hayatların engelsiz başarıları” adlı proje ile engellilere olan duyarlılığını gösteren Çubuk Aile Yaşam Merkezi, engelli üyeleri için de farklı faaliyetler ve seminerler düzenliyor.

- ÇUBUK BELEDİYE BAŞKANI ÖZDEN’DEN TEŞEKKÜR

Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden de Aile Yaşam Merkezi’nin ilçeye kattığı değerlere dikkat çekerek, övgülerini dile getirdi.

İlçede 3 bin 500’ü üniversitede olmak üzere 24 bin 500 öğrencinin bulunduğuna dikkat çeken Özden, şunları söyledi:

“İlçede, merkeze yakın olmasına rağmen böyle bir sosyal donatı alanı yoktu. Aile Yaşam Merkezi gençlerimizin, çocuklarımızın, yaşlılarımızın, engellilerimizin hem hayat boyu öğrenme sürecine hem spor yaparak sağlıklı kalmalarına hem de eğlenmelerine katkı sunuyor. Melih Başkanımızın bu merkezi ilçemize kazandırması bizim için gerçekten mutluluk verici. Kendilerine sonsuz teşekkür ediyorum. Merkezin eğitmen ve yönetici kadrosu da gerçekten çok gayretli bir şekilde çalışıyor. Onları da kutluyorum” dedi.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.