Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Çubuk’ta Tarih Canlandırılacak

MÜFİT ONBAŞI tarafından
04 Aralık, 2011 17:20 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:08
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Çubuk’ta Tarih Canlandırılacak Çubuk’un önemli tarihi yapılarından biri olan ve 1933 yılında Atatürk’ün ilçeye gelişinde bir süre konakladığı söylenen Bekir Ağlar Konağı aslına uygun şekilde yeniden inşa edilecek. Bakımsızlık ve ilgisizlikten yaklaşık 10 yıl önce yıkılan Bekir Ağlar Konağı‘nın tekrar hayat bulacağını söyleyen Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, Konağın Ankara Valiliği ve Çubuk Belediyesi’nin işbirliği ile yeniden inşa edileceğini belirtti. İlçenin tarihi yapılarından biri olan konağın ilçe tarihine ışık tutacağını ifade eden Başkan Özden,  konağın aynı zamanda kent müzesi olarak da ilçe tanıtımına büyük katkı sağlayacağını kaydetti. İlçedeki tarihi evlerin restore edilmesi için mal sahipleriyle bir çok kez toplantı düzenlediklerini ve bu konuda belediye olarak her türlü desteği vermeye çalıştıkları halede insanların restorasyona yaklaşmadıklarını anlatan Başkan Özden, ’’Ne yazık ki insanlarımızda yanlış bir kanı var. Bu tarihi yapılar yıkılınca yerine 4-5 katlı ev yaparız veya müteahhitte vermek suretiyle bina yaptırırız diye düşünüyorlar. Bu evler yıkılsa dahi yerine aslına uygun binadan başkası yapılamaz. Hissedarlar bir araya gelip bu binaları restore etmiyorlar. Bu kültür varlıklarımız çok güzel ve özgün çalışmalar, bunları gelecek nesillere taşımamız gerekmektedir.  Bu nedenle ‘Bekir Ağaların Konağını’ izaliyeşuyu ile yaklaşık 560 Bin TL + KDV’ye aldık. Ankara Valimiz Sayın Alaaddin Yüksel’in desteği ile biz bunun yüzde 49’luk kısmını İl Özel İdaresi kaynağından kültür katkı payı kapsamında alacağız. Yaklaşık buda 325 Bin TL tutuyor. Geri kalan yüzde 51’lik kısmını da biz ödedik. Aslına uygun olarak yapacağımız bu konakta biz ‘Çubuk Kent Müzesini’ kuracağız. Kuracağımız bu müzede 1402 Ankara Savaşını da canlandıracağız ve ilçemizde ne kadar değerimiz varsa o değerleri orda inşallah sergileyeceğiz’’ dedi. Alınan arsanın Atatürk Caddesi üzerinde olduğunu ve 987 metrekare alana sahip olduğunu vurgulayan Başkan Özden, iki katlı binanın 1014 metrekare kapalı alana sahip olacağını kaydederek, ’’Bu konak 1 milyon 500 bin TL’ye mal olması bekleniyor. Aynı zamanda Yavuz Selim Mahallesi Murat Sokakta bulunan tarihi evi de almayı düşünüyoruz. Burası 130 metrekare ve 67 metrekaresi belediyeye ait. Yıkılmakta olan tarihi binayı mülk sahipleri burayı lütfen yıkın diyorlar. Kültür Bakanlığı yetkililerine burasını göstereceğiz. Bu şekilde restore edile bilir derlerse, bu şekliyle restore edeceğiz. Yok, yıkılsın yeniden yapılsın derlerse, yıkıp yeniden yapacağız. Ancak vatandaşları ikna edebilirsek geri kalanını kamulaştırarak bu işlemleri yapacağız. Ayrıca üç adet tarihi binanın da projesini yaptırıyoruz’’ şeklinde konuştu. Yaklaşık 10 yıl önce yıkılan Bekir Ağaların Konağı; Cumhuriyet Mahallesi Atatürk Caddesi Üzerinde bulunan 101 Ada 1014 parsel, arsanın tamamı 987 metrekare alana sahip. İki katlı binanın kapalı alanı 1014 metre kare, ikinci katta bir çıkması bulunan yapının, kırma çatılı ve alaturka kiremitliydi. Yapı sistemi olarak, ahşap iskelet ve kerpiç dolguluydu. Çıkma kısımları ahşap konsollarla desteklenmekteydi. Tüm pencereler giyotin tarzında yapılmış olup, zemin kattaki pencereler düz demir parmaklıydı. Giriş kapısı ahşap, çift kanatlı ve aynalı olup, üzerinde aydınlık pencere bulunuyordu.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.