Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Fırtına Başkentte Hayatı Durdurdu

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
16 Temmuz, 2013 14:04 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:06
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Başkent Ankara'da akşam saatlerinde yaklaşık 15 dakika fırtına ile birlikte yağan sağanak yağış hayatı felç etti.

Ankara Çubuk karayolu orta refüj de bulunan ağaçlar yerinden sökülürken, Yenice Mahallesi dev totem tabelası ile bir firmanın büyük totem tabelası sert rüzgara dayanamayarak bir aracın üzerine düştü.

Fırtına bazı ağaçları kırarken bazılarını kökünden devirdi.

Yetkililer, yağmurun etkisini yitirdiğini ve hava durumunun normal seyrine döndüğünü bildirerek bölge genelinde küçük çapta maddi hasar meydana geldiğini belirttiler.

ESENBOĞA HAVALİMANI GÖLE DÖNDÜ

Ankara'da etkili olan yoğun yağmur hava trafiğinde aksamalara neden olurken Esenboğa Havalimanı'nın çatısından terminale sızan yağmur suları yolculara zor anlar yaşattı.

Ankara Esenboğa Havalimanı, akşam saatlerinde etkili olan yoğun yağmur hava trafiğini aksattı. Yaklaşık 20 dakika süreyle şiddetli şekilde etkili olan yağmur sebebiyle iki uçak pisti pas geçmek zorunda kaldı. THY'nin Duseldorf-Ankara seferini yapan uçağı ilk denemesinde inişini gerçekleştiremedi ve yağmurun kısmen etkisini yitirdiği anda ikinci denemesinde inişini gerçekleştirdi.

THY'nin Trabzon-Ankara seferini yapan uçağı da pisti pas geçti uçağın az sonra ikinci denemesini yaparak piste inmesi beklenirken yoğun yağış terminalde de de sıkıntılara neden oldu.

Esenboğa Havalimanı'nın çatısındaki bazı bölümlerden terminal içine sızan yağmur suları yolculara ve personele sıkıntılı anlar yaşattı. Yolcular terminal içine dolan su birikintilerinin içine girmemek için çaba sarf ederken temizlik görevlileri suları tahliye etmek için seferber oldu.

Yetkililer, yağmurun etkisini yitirdiğini ve hava trafiğinin normal seyrine döndüğünü bildirdi.

Öte yandan, suların elektrik tesisatına sızmasıyla birlikte Esenboğa Havalimanı'nda sık sık elektrik kesintisi yaşandı.

Etkili olan fırtına ve şiddetli yağış sırasında başarılı bir sınav veren Esenboğa Havalimanı tüm fonksiyonları ve tüm personeli ile kesintisiz hizmet sundu.

Ankara Esenboğa Havalimanı Terminalleri içinde, uçuş bilgisinden köprülere ve diğer tüm operasyonlar olağan seyrinde sürdürüldü. Hava muhalefeti nedeniyle, rüzgâr hızı ve yağışa bağlı olarak görüş mesafesinin de düşmesi ile bir uçak başka bir havalimanına yönlendirildi.

PURSAKLAR VE KEÇİÖREN DE FIRTINA DOLU SAĞANAK YAĞIŞ

Özellikle Keçiören ve Pursaklar ilçesinde etkili olan sağanak yağış ulaşımda da aksamalara sebep oldu. Esenboğa havalimanı yolu karyağdı mevkiindeki alt geçit su ile doldu. Alt geçitte ulaşım bir süre kontrollü olarak sağlandı. Alt geçide giren bazı otomobiller suda kalmamak için geri geri alt geçitten çıktı.

Pursaklar’da dün gün içinde ve akşam saatlerinde yağan yağmur hayatı büyük ölçüde etkiledi. Sağanak halinde yağan yağmur nedeniyle bazı yollar gölet haline gelirken Pursaklar’ın birçok yerinde de trafik kazaları ve araç bozulmaları yaşandı.

Yağmur ve dolu trafiği felç etti. Köprü altında biriken sularda araçlar mahsur kaldı. Bir servis aracı havaalanı yolundan, ayyıldıza dönenen alt geçit içerisinde yolcular ile birlikte mahsur kaldı.

Sağanak yağışın etkisiyle Pursaklar ilçesindeki Gümüşköy alt geçidi yaklaşık 1,5 metre su ile doldu. Alt geçit ulaşıma kapandı. Yağmur esnasında alt geçide giren bir midibüs suda kaldı. Yaklaşık 1,5 metrelik su birikintisinde kalan midibisün şoförü aracı güçlükle terk etti. Fırtına bazı ağaçları kırarken bazılarını kökünden devirdi.

Şiddetli rüzgar ve dolu saray mevkinde de evlerin camlarının kırılmasına sebep oldu. Ayrıca şiddetli rüzgar ağaçların kırılmasına ve trafiğin felç olmasına neden oldu.

Gece saatlerinde şiddetini yitiren yağmurla birlikte hayat normale döndü.

Yetkililer, yağmurun etkisini yitirdiğini ve hava durumunun normal seyrine döndüğünü bildirerek bölge genelinde küçük çapta maddi hasar meydana geldiğini belirttiler.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.