Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Kültürel Bir Yanlış: Düğünlerde Silah Sıkmak ve Sessiz Tehlike

blank
Mert Onbaşı tarafından
23 Eylül, 2024 20:34 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.10.2025 11:49
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver
Düğünlerde Silah Sıkmanın Tehlikeleri: Bu Eğlence Ölümcül Sonuçlara Sebep Oluyor Türkiye’nin farklı bölgelerinde özellikle düğün, nişan, sünnet gibi toplu kutlamalarda eğlencenin bir parçası haline gelen silah sıkma geleneği, her yıl birçok insanın yaşamını tehdit eden ölümcül sonuçlara yol açıyor. Bu eğilim, kültürel bir unsur olarak görülebilir, ancak bu tür davranışların yarattığı tehlikeler bilimsel verilerle açıkça ortadadır. Düğünlerde sıkılan silahların en büyük tehlikelerinden biri, kontrolsüz bir şekilde ateşlenen mermilerin düştüğü yerde büyük bir hızla yere çarpmasıdır. Fizyolojik olarak, yer çekimi kuvvetiyle birlikte hızlanan bir merminin ölümcül sonuçlar doğurması kaçınılmazdır. Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) verilerine göre, bir merminin havaya atıldıktan sonra yere dönerken ulaşabileceği hız 300-400 km/s'yi bulmaktadır. Bu hızdaki bir cisim, insan vücuduna temas ettiğinde ciddi yaralanmalara ve hatta ölümlere yol açabilmektedir. Türkiye’de her yıl yaklaşık 700 kişi düğünlerde veya toplu kutlamalarda ateşlenen silahlar nedeniyle yaralanmakta, bunlardan ortalama 40’ı ne yazık ki hayatını kaybetmektedir. İşitme Kaybı ve Fiziksel Zararlar Düğünlerde silah sıkmanın yol açtığı en belirgin zarar, çevredeki kişilerin işitme kaybı yaşamasıdır. Bir silah ateşlendiğinde çıkan ses şiddeti, ortalama 140-160 desibel arasında değişmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, 85 desibelin üzerindeki sesler kalıcı işitme kaybına neden olabilmektedir. Bir silahın patlama sesi bu eşiğin iki katı fazlasını aşmakta ve çevrede bulunan herkes için işitme hasarına yol açabilecek potansiyele sahiptir. Kulakta çınlama (tinnitus), anlık işitme kaybı ve hatta kalıcı işitme engeli düğünlerde kontrolsüzce ateşlenen silahlar sonucunda gelişen yaygın durumlardandır. Toplu kutlamalarda işitme kaybı yaşayan birçok kişi bu durumu başlangıçta fark etmeyebilir; zira bu tür yaralanmalar genellikle anlık bir acı ya da rahatsızlıkla sınırlı kalmaktadır. Ancak uzun vadede, özellikle çocuklar ve yaşlılar gibi hassas gruplarda, bu tür yüksek desibelli sesler kalıcı zararlar bırakabilmektedir. Yetişkinlerde bile tek bir ateşleme, kulakta onarılamaz hasarlara neden olabilir. Mermiler Havada Kalmaz Toplum arasında mermilerin havaya sıkıldığında “havada kalacağı” veya tehlike yaratmayacağına dair yaygın bir yanlış inanış vardır. Bu inanış, bilimin temel yasalarına ters düşmektedir. Newton’un yer çekimi kanunu gereği, yukarı doğru fırlatılan her cisim tekrar yere düşer. Havaya sıkılan bir merminin, geri döndüğünde ne kadar ölümcül olabileceği defalarca kez bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Adli tıp raporları, havaya sıkılan mermilerin yer çekimi etkisiyle yere düştüğünde ölümcül hızlara ulaşabildiğini ve isabet ettiği kişiye ciddi yaralanmalar hatta ölüm getirdiğini defalarca kanıtlamıştır. Özellikle büyük kalibreli silahlar söz konusu olduğunda, bu tehlike daha da büyümektedir. Kalın namlulu silahlardan çıkan mermiler, havada yaklaşık 2 km kadar yol alabilmekte ve hız kazandıkça ölümcül bir güçle yere inmektedir. Mermilerin nerede düşeceği ise tamamen rastlantısaldır; bu da olası zararları tahmin edilemez kılmaktadır. 2022 yılında Türkiye’de düğünlerde sıkılan silahlardan kaynaklanan mermi yaralanmalarının %15’i doğrudan hayati organlara isabet etmiş ve bu olaylar çoğunlukla ölümle sonuçlanmıştır. Yasal ve Toplumsal Sorumluluk Türkiye’de bireysel silahlanma oranlarının yüksek olduğu bir gerçektir; yapılan araştırmalara göre, ülkemizde 2023 itibarıyla yaklaşık 25 milyon ruhsatsız silah bulunuyor. Bu, her 3 yetişkinden birinin ateşli silaha erişim imkanına sahip olduğunu gösteriyor. Ancak bu silahların kullanımı yalnızca sahip olma hakkı ile sınırlı kalmamalı, bilinçli ve sorumlu bir şekilde kullanılmalıdır. Düğünlerde silah sıkma adeti, hem bireylerin kendi hayatlarını hem de çevrelerindekilerin yaşamlarını riske atmaktadır. Bir eğlence anı, geri dönülemez sonuçlar doğurabilir. Alternatifler ve Önlemler Her ne kadar bu tür tehlikeler düğünlerde “eğlence” adı altında yapılmaya devam etse de, çözüm yolları aslında mevcuttur. Öncelikle, düğün sahipleri ve organizatörlerin bu tür riskli davranışlara karşı bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Yerel yetkililer ve güvenlik güçleri bu konuda daha sıkı denetimler yapmalı, silah sıkmanın sonuçları hakkında toplum bilinci oluşturulmalıdır. Alternatif olarak, havai fişek gösterileri veya güvenli ses sistemleri gibi daha modern eğlence araçları teşvik edilmelidir. Ayrıca, düğün gibi organizasyonlarda güvenlik görevlilerinin varlığı, silah kullanılmasını önleyici önemli bir adım olabilir. Sonuç olarak, düğünlerde silah sıkmanın bir "eğlence" şekli olarak kabul edilmesi, ciddi sonuçları olan bir sorumsuzluktur. Bir anlık keyif, yıllarca sürebilecek acılara ve travmalara yol açabilir. Toplum olarak bu tür davranışları yeniden gözden geçirmeli, bilinçli bireyler olma yolunda ilerlemeliyiz. Silahların eğlence amaçlı değil, yalnızca yetkili kişilerin elinde ve sorumluluk çerçevesinde kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. Çünkü düğünlerin amacı mutluluktur, ölümcül tehlike değil. Yazar: Mert ONBAŞI
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.