Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Milletvekili Sayıları Değişti

MÜFİT ONBAŞI tarafından
22 Mart, 2012 18:47 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:07
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), illerin seçim çevrelerine göre çıkaracakları milletvekili sayılarını, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nin 2011 yılı nüfus sayım sonuçlarına göre yeniden belirledi.

YSK'nın konuya ilişkin kararı, Resmi Gazetede yayımlandı.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 5. maddesine göre, seçim çevreleri ve her seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısı, YSK tarafından genel nüfus sayımı sonuçlarının açıklanmasından itibaren en geç altı ay içinde, tespit edilerek ilan ediliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu çerçevesinde yapılan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2011 yılı sonuçlarını, 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle il, ilçe ve belde bazında açıkladı.

Bu sonuçları nazara alan YSK, illerin çıkaracağı milletvekili sayısı ile seçim çevresine bölünmesi gereken illerin hangi ilçelerden oluşacağını ve bu seçim çevrelerinin kaç milletvekili çıkaracağını tespit etti.

Yeni belirlemeye göre, Ankara'nın milletvekili sayısı 31'den 32'ye, Edirne'nin 3'ten 4'e, İstanbul'un ise 85'ten 87'ye çıktı. Elazığ, Manisa, Ordu ve Van'ın milletvekili sayıları ise 1'er düştü. Elazığ'ın 5'ten 4'e, Manisa'nın 10'dan 9'a, Ordu'nun 6'dan 5'e ve Van'ın 8'den 7'ye indi.

-İstanbul 1. bölgeden 31 milletvekili çıkacak-

Öte yandan seçimde; 87 milletvekili çıkaracak İstanbul 3, 32 milletvekili çıkaracak Ankara 2, 26 milletvekili çıkaracak İzmir yine 2 seçim çevresine ayrıldı.

Bir milletvekiline 156 bin 600 kişinin düştüğü İstanbul'un 1. seçim çevresi; Adalar, Ataşehir, Beykoz, Çekmeköy, Kadıköy, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye ve Üsküdar'dan oluşuyor. 4 milyon 821 bin 742 kişinin yaşadığı bu bölgeden, 31 milletvekili seçilecek.

İstanbul'da 2. seçim çevresi ise; Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Sarıyer, Sultangazi, Şişli ve Zeytinburnu'dan oluşuyor. Bu bölgede bulunan toplam 4 milyon 228 bin 434 kişilik nüfusu 27 milletvekili temsil edecek.

İstanbul'un 3. seçim çevresinde ise; Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Çatalca, Esenyurt, Güngören, Küçükçekmece ve Silivri bulunuyor. Toplam 4 milyon 574 bin 69 kişilik nüfusa sahip seçim çevresi, 29 milletvekili çıkaracak.

-Ankara 1. bölgeden 17 milletvekili seçilecek-

İki seçim çevresine ayrılan ve 1 milletvekiline 152 bin 840 nüfusun düştüğü Ankara'da ise 1. seçim çevresi; Bala, Çankaya, Etimesgut, Evren, Gölbaşı, Haymana, Mamak, Polatlı, Sincan ve Şereflikoçhisar'dan oluşuyor. Nüfusu 2 milyon 569 bin 810 olarak hesaplanan Ankara 1. seçim çevresi 17 milletvekili çıkaracak.

Ankara'nın 2. seçim çevresinde; Akyurt, Altındağ, Ayaş, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Elmadağ, Güdül, Kalecik, Kazan, Keçiören, Kızılcahamam, Nallıhan, Pursaklar ve Yehimahalle bulunuyor. Toplam nüfusu 2 milyon 321 bin 83 nüfusa sahip ikinci bölgeden 15 milletvekili seçilecek.

Bir milletvekiline 152 bin 508 kişinin düştüğü İzmir'de ise, 1. seçim çevresi; Balçova, Buca, Çeşme, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karaburun, Konak, Menderes, Narlıdere, Seferihisar, Selçuk, Torbalı ve Urla olarak belirlendi. Toplam nüfusu 1 milyon 960 bin 969 olan 1. seçim çevresinden, 13 milletvekili seçilecek.

Aliağa, Bayındır, Bayraklı, Bergama, Beydağ, Bornova, Çiğli, Dikili, Foça, Karşıyaka, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Menemen, Ödemiş ve Tire'den oluşan İzmir 2. seçim çevresi, 2 milyon 4 bin 263 kişilik nüfusu ile 13 milletvekili

çıkaracak.

İllere göre milletvekili sayıları şöyle:

ADANA 14

ADIYAMAN 5

AFYONKARAHİSAR 5

AĞRI 4

AMASYA 3

ANKARA 32

ANTALYA 14

ARTVİN 2

AYDIN 7

BALIKESİR 8

BİLECİK 2

BİNGÖL 3

BİTLİS 3

BOLU 3

BURDUR 3

BURSA 18

ÇANAKKALE 4

ÇANKIRI 2

ÇORUM 4

DENİZLİ 7

DİYARBAKIR 11

EDİRNE 4

ELAZIĞ 4

ERZİNCAN 2

ERZURUM 6

ESKİŞEHİR 6

GAZİANTEP 12

GİRESUN 4

GÜMÜŞHANE 2

HAKKARİ 3

HATAY 10

ISPARTA 4

MERSİN 11

İSTANBUL 87

İZMİR 26

KARS 3

KASTAMONU 3

KAYSERİ 9

KIRKLARELİ 3

KIRŞEHİR 2

KOCAELİ 11

KONYA 14

KÜTAHYA 5

MALATYA 6

MANİSA 9

KAHRAMANMARAŞ 8

MARDİN 6

MUĞLA 6

MUŞ 4

NEVŞEHİR 3

NİĞDE 3

ORDU 5

RİZE 3

SAKARYA 7

SAMSUN 9

SİİRT 3

SİNOP 2

SİVAS 5

TEKİRDAĞ 6

TOKAT 5

TRABZON 6

TUNCELİ 2

ŞANLIURFA 12

UŞAK 3

VAN 7

YOZGAT 4

ZONGULDAK 5

AKSARAY 3

BAYBURT 1

KARAMAN 2

KIRIKKALE 3

BATMAN 4

ŞIRNAK 4

BARTIN 2

ARDAHAN 2

IĞDIR 2

YALOVA 2

KARABÜK 2

KİLİS 2

OSMANİYE 4

DÜZCE 3

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.