Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Özen’den Doğan’a Ziyaret

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
20 Temmuz, 2013 20:59 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:06
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver
ÇUGİAD Üyeleri Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Doğan’ı Ziyaret Etti. Çubuk Girişimci ve İşadamları Derneği Başkanı Yasin Özen ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan’ı ziyaret etti. Çubuk Girişimci ve İşadamları Derneği Başkanı Yasin Özen ve yönetim kurulu üyelerinden oluşan heyeti makamında kabul eden Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi çalışmaları hakkında bilgiler verdi. ÇUGİAD'ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Doğan herhangi bir aksama olmaması halinde YB'nin temelinin bir kaç ay içerisinde atılacağını söyledi. 2015 eğitim-öğretim yılına Üniversitenin ilk alanının faaliyete geçeceğini açıklayan Rektör Prof. Dr. Doğan, tüm fakültelerinin yapılmasıyla birlikte 35 bin öğrenciye ulaşacaklarını ifade etti. Yerleşkenin inşaatı ile ilgili son noktaya gelindiğini anlatan Doğan, ’’İlçe halkının ve yöneticilerin ısrarlı istekleri üzerine Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği ile Ankara'nın 5. Devlet üniversitesi, 27648 Sayı ve 21 Temmuz 2010 tarihinde T.C. Resmi Gazete'de yayımlanan karar uyarınca 7 fakülte, 1 yüksekokul ve 4 enstitü ile 1 konservatuardan oluşuyor. Hepinizin bildiği gibi imside Yıldırım Beyazıt Üniversitesidir ve kampus alanı ise Çubuk’ta kurulmaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyemiz tarafından yerleşke yollarının açılma çalışması başlamış olup, yerleşkeye kadar olan alt yapıda ASKİ tarafından yapılacak. Yerleşke içerisindeki alt yapı ise TOKİ tarafından yapılacak. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından ilk etapta Temel Sağlık Bilimleri ve Laboratuvarları Binası İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi işi yapılacak. İnşallah 2015 eğitim-öğretim yılında ise yerleşkede eğitime başlayacağız’’ dedi. Ziyarette üniversitenin ilçeye sosyo ekonomik anlamda çok büyük katkıları olduğunu söyleyen ÇUGİAD Başkanı Yasin Özen ise, üniversite için ellerinden gelen desteği her zaman vermeye hazır olduklarını söyledi. Üniversite kampus alanının ve çevresinin yatırım anlamında en uygun alan olduğunu kaydeden Özen, ’’Gerçektende üniversite ilçemizin çehresini değiştiren ve yüz yıllık değil, bin yıllık bir yatırım oldu. Üniversitenin kurulmasıyla birlikte ilçemiz Allah’ın izniyle adeta şahlanacak. İlçemiz artık yatırımcıya çok büyük kazanımlar sunmaktadır. Artık şunu rahatlıkla söyleye biliriz, ilçemiz Başkentin en büyük cazibe merkezlerinden biri oldu. Çubuklu işadamları olarak, üniversitenin ilçemize kazandırılmasını sağlayan başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, bakanlarımıza, bölge milletvekillerimize, ilçe yöneticilerimize, sivil toplum kuruluşu temsilcilerimize, basın mensuplarımıza ve Belediye Başkanımız Sayın Lokman Özden beye sonsuz teşekkür ederiz’’ diye konuştu.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.