Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Şehir Müzesinde Sende Destek Ol

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
04 Kasım, 2014 13:32 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:05
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver
Başkan Acehan, ‘Şehir Müzesi’ ve ‘Çubuk’un Değerleri Sergisi’ için destek istedi. Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, ilçede oluşturulmaya çalışılan ‘Şehir Müzesi’ ve öncesinde açılacak ‘Çubuk’un Değerleri Sergisi’ için sergilenecek eserlerle ilgili vatandaşlardan destek istedi. Cumhuriyet Mahallesi Atatürk Caddesi üzerinde bulunan tarihi Bekir Ağalar Konağı’nda düzenlenmesi devam eden ‘Çubuk Şehir Müzesi’ çalışmalarını yerinde inceleyen Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, ’’Çubuk’un tarihinin daha küçük bir kasaba olduğu andan bugüne kadar izlenip yaşanabileceği son derece keyifli bir müze yapılması için çalışmalar başladı. Bu şehrin sanatından kültürüne, ticaretten sanayi ürünlerine kadar geçirdiği serüveni maketler, heykeller, çeşitli tarihi objeler ve düzenlenecek görsel aktivitelerle izleyip öğrenebileceği bir çalışmayı hayata geçirmeyi düşünüyoruz’’ dedi. -“Geçmişimizi yansıtan her türlü malzemeyi müzemize getirin’’ Çubuklu hemşerilerine bir çağrıda bulunan Başkan Acehan, ‘’Köyünden mahallesine yani ilçemizin 83 yerleşim yerindeki bütün hemşerilerime sesleniyorum. Evlerinde, köylerinde, baba yadigarı, dede yadigarı olan muhafaza etmekte güçlük çektikleri, 'kaybederim ya da yok olur' diye endişe duydukları objeler varsa bunları getirin müzemizde sergileyelim. Bunlar eski yaşantımızı yansıtan dedelerimizin ninelerimizin kullandığı mutfak eşyaları olabilir, tarımda kırsalda kullanılan malzemeler olabilir, eski silahlar, sandalyeler, masalar olabilir, geçmişte kullanılan her türlü alet olabilir. Bunu daha çok uzatabiliriz. Önemli olan eski Çubuk’un yaşantısından izler taşıyan, tarihimizi anımsatan ve yansıtan şeyler olsun. Bu değerli hatıraları hediye eden kişi ve ailelerin isimlerini bu müzede o eserle birlikte sonsuza kadar yaşayacak. Bu ürünler Şehir Müzesi'nde teşhir edildiğinde kim tarafından hediye edilmişse bu kişilerin veya ailelerinin isimleri bu ürünlerin altında yer alacak. Biz tüm bu objeleri burada koruyup teşhir edecek ve gelecek nesillere aktaracağız’’ diye konuştu. -Müze geçmişten günümüze köprü olacak Şehir tarihini gelecek nesillere aktarılması adına müzenin açılmasının önemli bir rol oynayacağını anlatan Başkan Acehan, ’’Müzemiz ilçemizin geçmişini geleceğe taşımada köprü vazifesi görecektir. Bu nedenle müzemizi başından bu yana önemsedik. Şehrimizin hafıza merkezi olacak müzemiz için ilçemizdeki vatandaşlarımız fedakarca davranarak evlerindeki tarihi ve kültürel değerleri bağışlayacaklarından hiç şüphemiz yoktur’’ dedi. -Sergi açılışı yapılacak Müze çalışmaları devam ederken ‘Çubuk’un Değerleri’ sergisini açacaklarını kaydeden Başkan Acehan, ’’Bekir Ağalar konağında, eski Çubuk evi, Ağat taşı ve Şah Kalender odası, eski Çubuk’u anlatan fotoğraf sergisi, Çubuk’un köyleri, geçmişten günümüze Çubuk festivali, köylü ressam Halil Basri Uluğ eserleri, geçmişten günümüze Çubuk Şehitleri ve Çubuk meslekleri köşelerinin yer alacağı bir sergiyi de inşallah en kısa zamanda açacağız’’ diye konuştu.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.