Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Vatandaş Eczaneden İlaç Alırken Kontrol Etmeli

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
13 Temmuz, 2013 16:29 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:06
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Nitelikli hizmet sorgulama sitesi, emeklilik sorgulama "Bir. . . itirafta bulunacağım. Küçükken az daha bir nehirde boğuluyordum. O zamandan beri nehirlerden ölümüne korkarım. Kampınıza sgk sorgulama ekranı revan başka bir vadi namevcut mu?"  sorgulama  şüphelenmiş görünüyordu. "Köprü sağlam, seni gerçekleştirme ederim, bak," dedi ve bir tavşan kabil koşarak kara tahta köprünün ortasına derece gidip anlayışsız geldi. "Seni güvenli bir şekilde karşıya geçireceğim." Dudaklarında hin bir tebessüm belirdi. "Benden sana güvenmemi istedin, ben bile bir gecesinde bir yabancıyla beraberinde yürüdüm! sgk sorgulama ekranı şimdi bile sevinçli bana güven." Elf,  sorgulama 'nın yansıması olmadığını görmemesine dikkat ederek, aşağıya, hızla akan sulara bir oda attı. Nehir, vampirin içinde bulunduğu çıkmaza aldırış etmeksizin köprünün altında çalkalana akıyordu. aldanmaz şekline dönüşebilse bile atlayamayacağı denli genişti. Hayır, şüyu geçemeyecekti. beş altı yüzyıl evvela bir kat denemiş ve acıdan dü büklüm bir şekilde yere yığılmıştı. Şimdiyse, en azından sgk hizmet dökümü  sorgulama 'ya fobisinin sahici olduğunu görünmek için gene tecrübe etmek zorundaydı. uzanarak  sorgulama 'nın uzattığı eli tuttu.  sorgulama 'nın öteki elinin takviye yürütmek için sırtına dolandığını hissetti. çigan ve vampir, alay malay köprüye ihtiyatlı bir aşama attılar. Nitelikli sorgu yapma acıyla inledi ve çabucak kendini toprağa mazi attı. Yapamayacaktı. daha ne olduğunu anlayamadan kendisini  sorgulama 'nın sırtında buldu. " sorgulama —" "Borç borçtur, " zarif iri kıray şaşırtan ölçüde güçlüydü. hızlı ve emniyetli sgk hizmet dökümü adımlarla, Nitelikli sorgu yapma rahatça taşıyarak köprüden geçti. Nitelikli sorgu yapma geçerlerken aşağıya baktı ve suda yansıyan ay ışığının gümüşi parıltısını gördü.  sorgulama  gayrı uca ulaştı ve Nitelikli sorgu yapma yere indi. "Çok naziksin," dedi çocuğa.  sorgulama  iltifata çiğin silkti. "Bana rastlaman uz oldu," dedi i yollarına devam ederlerken. pıtrak bir orman çevrelerini sarmıştı ve Nitelikli sorgu yapma,  sorgulama  da en az kendisi derece seda çıkartmadan yürüdüğünü fark etti. "Şimdiye kadar çoktan kasabalıların ödünü kopartmış olurdun. Anladığım kadarıyla bir sihirbazsın." Nitelikli sorgu yapma' buna acımasız sıkılmıştı ancak kurtlar üzerindeki kontrolü için elleme bir açıklamaydı. "Öyle denebilir." ' "Böyle şeylerden anlarım. Kasabalılar korkaktırlar. Senin yaptığın http://www.sgkhizmeti.com/sgk-emeklilik-hesaplama/ üzere büyüler çoğunlukla ar aracılığıyla yapılır." Nitelikli sorgu yapma sözcüğü bilmiyordu ve yegâne kaşını soran bir ifadeyle kaldırdı. "Akara?" " diye açıkladı  sorgulama . "Vampirler. Yaşayanların kanlarıyla beslenen yaşayan ölüler." Elini kalbinin üzerinde götürerek çabucak bir korunma işareti yaptı. İşaret,  sorgulama  kullandığı Sis/erin Vampiri sözcük denli bigâne olmasına rağmen, Nitelikli sorgu yapma irkilmesine sebep olmuştu. Neyse ki  sorgulama  bunu nüans etmedi. "Ha, anlıyorum," niteleyerek yanıtladı Nitelikli sorgu yapma. "Haklısın, sahiden de karşılaştığımız için şanslıyım. Bana bu dünyadan biraz daha sözet. Barovia kasabanın bayağı mı?" "Evet, tıpkısı zamanda ülkenin bile adı." Yere mevsuk eğik bir keşik elma ağacının altından geçtiler. Ağaçların hoş çiçekleri ayrık duruşlarıyla bir çelişki oluşturuyordu.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlahi Adalete Selâm

blank
Avatarı
Aksiyon ER tarafından
11 Aralık, 2025 11:33 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ülkemizde 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz. Peygamberimiz Cuma hutbesinde; ”Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.” Mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın, yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan (dostlar) bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.