Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Yerli Otomobil Gündemde

MÜFİT ONBAŞI tarafından
16 Ocak, 2012 19:10 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:07
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Yerli Otomobil Gündemde

Başbakan Erdoğan'ın 2023 programı içindeki en önemli hedeflerden biri olan 'Türki oto projesi' gerçekleşiyor. Koç Grubu, Tofaş'taki ortağı İtalyan Fiat'ın teknolojik desteğiyle Bursa'da 'Türk malı' otomobil üretmek için düğmeye bastı. Fiat'ın mevcut modellerinden yola çıkılarak geliştirilecek aracın, tasarım ve mühendislik çalışmalarını Tofaş yapacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak 2011'de ilk olarak TÜSİAD Genel Kurulu'nda dile getirdiği ve hükümetin 2023 programı içindeki en önemli hedeflerden biri olan 'Türki oto projesi' gerçekleşiyor. Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç'a "Artık soyadınız gibi bir markayla yerli otomobilimizi üretelim ve dünyaya diyelim ki, bak bu da artık bizim otomobilimiz. Bunu başaralım" çağrısı yapan Erdoğan'a 1 yıl sonra kesin yanıt hazırlandı. Türkiye'de otomotiv üretiminin yüzde 50'sini gerçekleştiren Koç Holding, Bursa'daki Tofaş tesislerinde İtalyan Fiat'ın teknolojik desteğiyle Türk malı otomobili üretecek. Fiat'ın B veya C sınıfındaki platformlarından biri seçilip, Bursa fabrikasında oluşturulacak 200 bin adetlik ek kapasitede üretim gerçekleştirilecek. İlk etapta 500 milyon Euro harcanacak projeyle ilgili ilk prototipler 2013, ilk model ise 2014 yılında piyasaya çıkacak. ERDOĞAN'A İLGİMİZİ İLETTİM Hürriyet gazetesinin haberine göre, yerli otomobille ilgili müjdeyi Detroit Fuarı'nda Fiat ve Chrysler'in CEO'su Sergio Marchionne verdi. İtalyan Fiat'ı krizden, Amerikan Chrysler'i ise iflastan kurtardığı için dünyanın en başarılı CEO'su kabul edilen Marchionne, en başından beri kesinlikle 'Türk markalı' otomobil projesinin mümkün olacağını düşündüğünü belirtti. Marchionne, "Bence hükümetin bu adımı kesinlikle doğru. Stratejik olarak bu işle ilgilendiğimi daha önce iletmiştim. Bunu en son eylül ayında Türkiye'ye geldiğimde Başbakan Erdoğan'a da söyledim" dedi. BAŞLANGIÇ İÇİN GEREKEN BİZDE Bu projeyi sahip oldukları alt yapı, bilgi ve teknolojiyi yönlendirerek rahatlıkla geliştirebileceklerini kaydeden Marchionne, şunları söyledi: "Bu konuda ortağımız Koç Holding ve Türk hükümetiyle görüşmelerimiz sürüyor. En kısa zamanda tam çözüm yolunu bulacağız. 'Türk malı' otomobilde anlaşılması gereken konu şu, 'Bir temel altyapınız, tarihiniz ve motorunuz olmadan kağıt üzerindeki bu fikri hayata geçiremezsiniz. Bizim elimizdeki teknoloji ve bilgi birikimi demetiyle çok rahatlıkla yeni bir marka yaratabilirsiniz. İşte bu noktada bizimle çalışmanın yararı bizim bu demete sahip olmamız. Başlangıç için gereken de budur. En kısa zamanda bu yöndeki çalışmalar başlayacaktır." MARCHIONNE: BİZİM İÇİN FIRSAT YARATIR SERGIO Marchionne, "Türk malı otomobil, Türkiye'de bir takım desteklerle pazarda kendine yer açar. Bizim için de Türk malı otomobil projesi önemli. Çünkü bu markanın uluslararası alanda Türkiye üzerinden dağıtılmasıyla büyüme potansiyeli olacağına ve bizim için de önemli fırsat sunağına inanıyoruz" dedi. KİŞİSEL DOSTLUĞUMUZLA İLİŞKİLERİMİZ GELİŞTİ FIAT-Chrysler CEO'su Sergio Marchionne, Koç Ailesi ve Fiat arasındaki ilişkinin göreve geldiği 2004 yılından çok öncelere dayandığını belirterek, "2004'ten sonra gerek benim, gerekse Fiat Grubu Başkanı Johnn Elkan'ın Mustafa Koç ve aileyle olan kişisel dostluğumuzun da etkisiyle iki grubun ilişkileri daha da gelişip büyüdü. Türkiye'de kendini ispat eden çok kaliteli işler yapıyoruz. Türkiye'nin dünya çapındaki gelişmesinden çok memnunuz. Özellikle Tofaş CEO'su Ali Pandır çok iyi işler yapıyor ve markanın pozisyonunu çok iyi yerlere getirdi. Türkiye'deki yatırımımıza devam edip gelişmemizi sürdüreceğiz. Biz Koç'la olan ilişkimizden ötürü Türkiye'de çok rahatız. Bundan sonda yeni fırsatlara bakıyoruz" diye konuştu. KOÇ'UN TÜRK MALI OTO PLANINDAN SATIRBAŞLARI Fiat'ın B veya C sınıfı platform ve altyapısı kullanılacak.Motor ve şasisi ilk etapta Fiat'tan gelecek.Yedek parça tedariki ve tasarım Türkiye'de gerçekleşecek.Yatırımın ilk etapta yaklaşık 500 milyon Euro olması öngörülüyor. İlk prototipin 2013, ilk modelin 2014'te çıkması planlanıyor.Fiyatının bugünün koşullarıyla 20-25 bin TL olması hedefleniyor. FARKLI BİR DNA'SI OLMALI, ÇAKIŞMAMALI TÜRK malı otomobilin, diğer markalar ve modellerle çakışmaması için DNA'larının farklı olması gerektiğini savunan Sergio Marchionne, şunları söyledi: "Türk markasını çok dikkatli bir şekilde yaratmalıyız. Ortaklarımızla diyaloğumuz devam ediyor. Bu aşamadan itibaren markanın artık Türkiye dışında uluslararası pazarlarda konumlanmasını belirleyip bunların dikkatli bir şekilde etüd edilmesi gerekir. Konuyu Noel öncesinde görüştük bu hafta içinde tekrar ele alacağız." TASARIMI TÜRKİYE'DE YAPILACAK MARCHIONNE, 'Türk malı oto' için yapabileceklerini şöyle anlattı: "Mevcut bir platformu verip, rahatlıkla bu işi yapabilir ve bu şekilde işin içine dahil oluruz. Biz her türlü desteği verip üretim yollarını açar, başlangıç için gerekeni yaparız. Ama yedek parça tedariği, yan sanayi ve tasarım gibi diğer etkenler tamamen Türkiye'de geliştirilir." ALBEA'NIN YERİNİ ALACAK FİAT'IN ÖNÜNÜ KESMEYECEK Fiat ile birlikte çalıştıkları projenin detaylarını anlatan Tofaş CEO'su Ali Pandır, aracın Albea'nın yerine geçecek ürün olacağını ve üretimi sona eren bu modelin platformunu paylaşacağını açıkladı. Yerli otomobilin B-C segmentinde yer alacağını belirten Pandır, "Fiat'ın hazır teknolojisini, platformunu kullanacağız. Aracın birden fazla versiyonu olabilir. Albea'nın üretiminin bitiyor olması, Fiat için bir şans yaratacak. Albea'nın segmenti çok güçlü. Yerli otomobil markası, Albea'nın yerini alacağı için Fiat'ın diğer modellerinin önünü kesmeyecek, onlarla rekabet etmeyecek. Yani Fiat'ın pazar payını düşürmeyecek aksine yeni bir pazar yaratacağı için satışlarını artıracak" diye konuştu. 200 BİN ADETLİK KAPASİTE Fiat ile Tofaş'ın üzerinde çalıştığı yerli araç için Bursa fabrikasının yeterli olacağını ifade eden Ali Pandır, projeyle lgili planları şöyle aktardı: "Albea'nın üretimden çıkması Tofaş'a 50 bin adetlik bir yer kazandıracak. Tofaş'ın kapasitesi şu an yıllık 400 bin adet ancak mevcut alan üzerinde 550 bin adede rahat çıkabiliriz. Örneğin yedek parça deposunu dışarı çıkabiliriz. Kuş Serisi'nin hâlâ parçaları, kaputları bile fabrikanın içindeki alanda duruyor. 550 bin adetlik kapasiteyle birlikte, yerli otomobil için 200 bin adetlik üretim hazır hale gelmiş olacak"dedi. haberler.com
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kanser nezle gibi tedavi edilebilecek

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
14 Aralık, 2025 11:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.

Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir

Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.

Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler

Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde  % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*

Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları

Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor.  Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu.  Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.

Kanser karşıtı ürünlerin listesi

Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları: Elma. Vişne. Şeftali. Kültür eriği. Erik. Armut. Lima fasulyesi. Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.* Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer. Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var. Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar! Artık asla kansere yakalanmayacaksınız! Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir Bunu bilmiyor muydunuz? Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.* Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit! Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin. Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir. Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor.  Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz. Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir? Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır. Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır! Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür. Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir. Neden biz bunu bilmiyoruz? Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar. Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder. Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin! Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi… Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.   Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.