Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Yerli ve Milli İnsansız Sualtı Aracı STM NETA 300 Tanıtıldı

blank
Mert Onbaşı tarafından
05 Kasım, 2024 12:44 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 2
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver
Türkiye’nin Yeni Nesil Sualtı Gözcüsü: STM NETA 300 ile Denizlerde Güvenli Adımlar Türkiye’nin savunma sanayisinde ileri teknolojiler geliştiren STM, yerli ve milli İnsansız Otonom Sualtı Aracı STM NETA 300 ile denizlerde güvenliği üst düzeye taşıyor. İlk kez SAHA EXPO 2024’te tanıtılan STM NETA 300, Türk mühendislerinin elinden çıkan en son teknolojik yeniliklerle donatılmış durumda. Mayın taraması ve deniz altı güvenliği gibi kritik alanlarda görev yapabilen bu araç, modüler ve esnek tasarımı sayesinde hem askeri hem de sivil operasyonlarda etkin bir şekilde kullanılabiliyor.

Deniz Altında Güvenlik: STM NETA 300’ün Görevleri ve Özellikleri

STM NETA 300, 300 metre derinliğe kadar görev yapabilme kapasitesiyle dikkat çekiyor. Mayın Karşı Tedbirleri (MKT) başta olmak üzere, arama-kurtarma, istihbarat toplama, keşif ve gözetleme görevlerinde kullanılmak üzere geliştirildi. İleri seviye yandan taramalı sonar ve hassas navigasyon sistemleri ile donatılmış olan bu sualtı aracı, denizlerdeki mayın gibi tehditlerin hızlı ve etkin bir şekilde tespit edilmesini sağlıyor. Opsiyonel Sentetik Açıklıklı Sonar (SAS) teknolojisi ile donatılabilen STM NETA 300, geniş alanları yüksek çözünürlüklü tarama yaparak tarayabiliyor. Bu özellikleri sayesinde askeri harekatlarda ve liman güvenliğinde oldukça etkili bir çözüm sunuyor.

Arama ve Kurtarma Operasyonlarında Hız ve Esneklik

Arama ve Kurtarma (AK) operasyonlarında kullanılmak üzere de optimize edilen STM NETA 300, her görevde belirlenen arama alanlarını etkili bir şekilde tarayarak kurtarma operasyonlarında önemli bir rol üstleniyor. Bu özelliği sayesinde, sualtında hızlı manevra kabiliyeti ve doğru veriler sunarak olası felaket durumlarında hayat kurtarıcı bir araç haline geliyor.

Esnek ve Modüler Yapı ile Farklı Görevler için Uygun Çözümler

Yerli ve milli tasarıma sahip olan STM NETA 300, modüler yapısı sayesinde farklı görev gereksinimlerine uyarlanabilir. 70 kg’lık temel konfigürasyondan 85 kg’a kadar değişen yapısıyla, çeşitli harekat türleri ve sualtı güvenlik uygulamaları için özelleştirilebiliyor. Ayrıca, lityum-iyon bataryalarla donatılan bu sualtı aracı, 24 saate kadar kesintisiz operasyon yapabilme kapasitesine sahip. Azami 5 deniz mili hız yapabilen STM NETA 300, yüksek performansı ve uzun görev süresiyle geniş bir kullanım yelpazesi sunuyor.

Askeri ve Sivil Kullanımda Yenilikçi Yetkinlikler

STM NETA 300, askeri harekatlarda; denizaltı savunma, patlayıcı maddelerin imhası ve liman güvenliği gibi kritik görevleri desteklerken, sivil uygulamalarda ise boru hatlarının incelenmesi, deniz üstü enerji kaynaklarının gözlemlenmesi ve deniz arkeolojisi gibi alanlarda kullanılabiliyor. Böylece, sadece askeri alanda değil, sivil endüstrilerde de Türkiye’nin deniz altı teknolojilerinde bağımsızlığını güçlendirmeyi hedefliyor.

Türkiye’nin Savunma Sanayisinde Bağımsızlık Yolunda Bir Adım Daha

Türkiye’nin deniz altı teknolojilerinde bağımsızlığını artıran STM NETA 300, sunduğu geniş yeteneklerle yerli savunma sanayisinde büyük bir boşluğu dolduruyor. Türk mühendislerinin ürettiği bu teknoloji harikası araç, donanmamızın ve sahil güvenlik birimlerinin ihtiyaç duyduğu yenilikçi çözümleri sağlıyor. STM NETA 300, Türkiye’nin denizlerdeki gücünü artırarak Mavi Vatan'da güvenliği sağlamak için büyük bir adım olarak görülüyor.

Başlıca Özellikler

  • Yerli ve milli tasarım
  • 300 metreye kadar derinlik kapasitesi
  • Mayın tespiti ve engellenmesi için gelişmiş sonar sistemleri
  • 24 saate kadar kesintisiz operasyon yapabilme
  • Azami 5 deniz mili hız
  • Esnek ve modüler yapı
STM NETA 300, Türkiye’nin sualtı güvenliği ve denizcilikte bağımsızlık hedefleri doğrultusunda geliştirilen etkileyici bir mühendislik örneği olarak savunma sanayiinde önemli bir yer edinmeyi hedefliyor. Türkiye’nin savunma kapasitesini artırarak global arenada rekabet gücünü pekiştirecek bu inovatif araç, deniz güvenliğinde ülkemize yeni bir güç katıyor. Haber Yazarı: Mert ONBAŞI
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

2 Yorum

  1. Taha

    Haber yazarının emeğine sağlık.

  2. Mert

    Savunma sanayimiz için önemli bir gelişme, emeği geçen tüm mühendis ve çalışanlarımıza minnet borçluyuz. Allah daim etsin inşallah.

Kanser nezle gibi tedavi edilebilecek

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
14 Aralık, 2025 11:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.

Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir

Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.

Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler

Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde  % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*

Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları

Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor.  Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu.  Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.

Kanser karşıtı ürünlerin listesi

Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları: Elma. Vişne. Şeftali. Kültür eriği. Erik. Armut. Lima fasulyesi. Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.* Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer. Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var. Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar! Artık asla kansere yakalanmayacaksınız! Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir Bunu bilmiyor muydunuz? Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.* Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit! Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin. Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir. Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor.  Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz. Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir? Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır. Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır! Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür. Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir. Neden biz bunu bilmiyoruz? Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar. Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder. Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin! Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi… Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.   Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

2 Yorum

  1. Taha

    Haber yazarının emeğine sağlık.

  2. Mert

    Savunma sanayimiz için önemli bir gelişme, emeği geçen tüm mühendis ve çalışanlarımıza minnet borçluyuz. Allah daim etsin inşallah.